KONUŞMALAR – I Bütün dünya ile birlikte Türkiye de büyük ve düşündürücü bir değişiklik içindedir. Çünkü bu değişiklik daha çok olumsuz yönlere doğrudur. Türkiye, çağdaş devlet olmaktan çıkmıştır. Devlet tarifi nedir? Bir vatandaş teşkilatlanmış bağımsız bir millet, değil mi? Türkiye bu tarife uymuyor. Bir kere bu vatandaki millet
TÜRKÇÜLERE TEKLİFLER TÜRKÇÜLERE BİRİNCİ TEKLİF Türkçülüğü nazariye olmaktan kurtarıp hayata tatbik edebilmek için artık daha hızla harekete geçmeliyiz. İlk düşüneceğimiz şey Türkiye’de Türk kültürünü hakim kılmak, yabancı tesirleri silkip atmaktır. Bunun için her sayımızda Türkçülere teklifler yapacak ve tekliflerimizi kendimiz de titizlikle
Reklam
DİLİMİZİ TÜRKLEŞTİRMEK İÇİN AMELİ YOLLAR Türkçe’yi Türkleştirmek için uğraşmak ilk bakışta garip gibi gözükse de bugünkü Türkçe’nin melez bir dil olduğu ve Türkleşmeye muhtaç bulunduğu da bir hakikat… Bütün tarih boyunca Türkçe üç büyük buhran geçirdi. Bu üç buhran, Türkler’in kabul ettiği üç medeniyetle birlikte dilimize yayılan üç yabancı
İngilizler bilim ve teknik terimlerini Latince ve eski Yunanca’dan türettiler. Çünkü 4-5 dilin kırması, sadece birkaç yüzyıllık geçmişi olan İngilizce’nin kendinden terim türetme yetenekleri hemen hemen hiç yoktur. Osmanlı aydınları bilim, teknik, tıp terimlerini Arapça, Farsça kökenlerden türettiler, tayyare ve zatürreede olduğu gibi. Araplara
"Kafamı kaldırıp baktığım an kalbimin üstünde ve karnımın değişik yerlerinde mini şoklar hissettim. Boğazımdan aşağı kaynar sular döküldü ve döküldüğü yerde buz kütleleri vardı sanki. Coss ediyordu için.  Göz göze gelince gözlerimden içeriye bir şey girmiş ve bütün  vücudumu dolaşıyor gibiydi.  Dizlerimin feri kesilmiş ayakta duramaz olmuştum. Bana bir şey  sormuş ve ben söylenecek bir söz bulamamıştım.  Kendimi tekrar etmiştim  sadece. Dilim konuşma işlevini yitirmişti.  Bütün güzel kelimeler dikime hücum etmiş ama biri  bile sese bürünememişti. Yüz kişinin aynı anda dar bir kapıdan geçmek istemesi ama hiçbirinin geçememesi gibi bir şeydi..."
Sayfa 20
NATIONALIST, PATRIOT, RACIST farkları
İngilizce’ye nation, national ve nationalist olarak çevrilen Türkçe millet, milli ve milliyetçi terimleri hakkında birkaç şey söyleemek gerekir. Bu kelimeler, bağımsızlık savaşı boyunca ve sonrasında, milliyetçiden çok vatanperver, dışlayıcıdan çok bütünleştirici anlamlarda kullanılmışlardır. Bu terimler Anadolu’nun tüm İslâmî unsurlarını -Türkler’i, Kürtler’i, Çerkezler’i, Araplar’ı ve Lazlar’ı- kapsıyordu ve her birinin kendi benlikleri vardı; Mustafa Kemal, 1919’un ekim ayında, Misak-ı Milli’nin buna göre belirlendiğini belirtmişti. Dinleyicilerine, ‘Efendiler!’ diye başlayarak anlatmıştır, ‘Bu hudut sırf askeri mülahazat ile çizilmiş bir hudut değildir, hudud-ı millidir. Hudud-ı milli olmak üzere tespit edilmiştir. Fakat bu hudut dâhilinde tasavvur edilmesin ki, anasır-ı İslâmîye’den yalnız bir cins millet vardır. Bu hudut dâhilinde Türk vardır, Çerkez vardır ve anasır-ı saire-i İslâmîye vardır. İşte bu hudut memzuc bir halde yaşayan, bütün maksatlarını, bütün manasıyla tevhid etmiş olan kardeş milletlerin hudud-ı millisidir.
Reklam
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.