"Konuşmaya görkemli bir değer atfetmiş olduğundandır ki aynı zamanda bütün dertlerinin ondan geldiğini görmekte zorlanmaktadır insanlık. Tamam, insanlar konuşarak anlaşırlar. Peki ya, konuşmanın devreye soktuğu savaşlara ne demeli? Hemen bütün büyük sorunların konuşmayla başladığını, konuşmayla çoğaldığını, sönmekte olan düşmanlıkların konuşmayla alevlendiğini inkar etme gayreti boşunadır. İnsanlık tarihi, gece gündüz konuşmanın hiçbir sorunu çözmediğini, dudaklar arasından dökülen ilk kelimelerin dehşetler yarattığını kanıtlayan deneyimlerin tarihi değil midir? Düşmanlar arasında dostlar arasında olduğundan daha fazla konuşma geçtiği olgusunu görmemek, zihinsel körlüğün belirtisidir. İnsan, umudunu hep konuşmaya bağladı ama susmak daha iyi bir iletişim olabilirdi. Yalana karşı olmak için değil, saf bir eylem olarak konuşmamak..."