Bense orada kameriyenin dışında, korkuluklara dirseklerimi dayamış, safiyetle bakıyordum onlara. Yerimden doğruldum bu kez. İçeri girdim usulca. Zehra'ya baktım.
"Evet de, ne olur" diye fısıldadım. "Peki, de."
"Sen evet, de ki ben olayım, ben doğayım" demek aklımın ucundan bile geçmedi. "Evet de ki benim de mutlu bir roman kahramanım, mutlu biten bir romanım olsun" diye fısıldadım.
Zehra "Peki" dedi, "Peki."