Erkekler, güçlerini kullanarak Tanrılarından aldıkları buyruğu çarpıttılar ve kadını aşağıladlar (...); kadının ruhu bundan küçük düştü, küçüldü, kadının töresi zayıfladı, kadınların dini bundan gitgide azaldı ve kadın insanlık değerinden yitirdi. Kadınlar böylece kümes hayvanlarına ya da başıboş dolaşan sürülere benzediler (...). Daha sonra, erkek çocukların ve kızların eğitimleri kötüleşti, toplumsal bozulma ve çürüme, bireylerden bizzat gruplara geçti, oradan da tüm ailelere, akrabalara, kabilelere ve halkın tümüne bulaştı.
Bir hatıratın, bir anekdotun tenkid ve diğer kaynaklarla mukayese edilmeden kabulü ilmi bir tavır olmadığı gibi bunlara bigâne kalmak da doğru değildir. Bu anekdotları doğrulamak için daha fazla anekdota ve kaynağa ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Ancak en azından Mustafa Kemal'in Anadolu'ya devlet içinde hâlâ etkili ve yetkili olan ve bir şekilde İttihadçılıkla ilişkili bir ekip tarafından bilinçli ve planlı olarak gönderildiği her türlü şüpheden azadedir. Fazlullah Moral'ın hatıratını dikkate alırsak, Mustafa Kemal, dini hisleri kuvvetli delegeler üzerinde bir tesir meydana getirebilmek için Anadolu'ya gönderilişinin esas hissesini padişaha ayırmış olabilir. Mustafa Kemal'in Samsun'a giderken inanılmaz bir yetkiye sahip olması da onun Vahdeddin tarafından gönderildiğine delil olarak gösterilmiştir.
Sayfa 343Kitabı okudu
Reklam
1929 yılında Yakup Kadri'nin (Karaosmanoğlu) Milliyet gazetesinin bir anketine kendi köşesinden verdiği cevap; Gazetenin sorusu basittir: "Gazi'nin en büyük eseri hangisidir?" Yakup Kadri de soruya benzer basitlikle cevap verir: "Kemalizm". Yakup Kadri'nin yazısındaki Kemalizm tanımı ve kavramdan beklentisi
Erkekler, güçlerini kullanarak Tanrılarından aldıkları buyruğu çarpıttılar ve kadını aşağıladlar (...); kadının ruhu bundan küçük düştü, küçüldü, kadının töresi zayıfladı, kadınların dini bundan gitgide azaldı ve kadın insanlık değerinden yitirdi. Kadınlar böylece kümes hayvanlarına ya da başıboş dolaşan sürülere benzediler (...). Daha sonra, erkek çocukların ve kızların eğitimleri kötüleşti, toplumsal bozulma ve çürüme, bireylerden bizzat gruplara geçti, oradan da tüm ailelere, akrabalara, kabilelere ve halkın tümüne bulaştı
İslamın ilkeleri ona (kadına) "toplumsal yaşamda ayrıcalıklı bir orun (mevki)" öngörüyordu (56). Eğer kadın, haklarını tanımıyor, bilmiyorsa, bu, dini kötüye kullanan erkek yüzündendir
Kemalizm, Cumhuriyet'in ilk yıllarında, diğer rakip reformist yaklaşımlardan çok daha radikal bir dikey müdahale taraftandır. Toplumun yaşam tarzını, dış görünümünü, dilini, alfabesini, dinlediği müziği değiştirmeye yönelik bu dikey müdahaleye ilaveten, dinin bütünüyle devlet denetimine alınarak dini kurumların özerkliğine son verilmesi ve adı konmamış bir "milli din" yaratılması ideali, Kemalizmi jakoben gelenekle yakınlaştırır. [Ahmet insel, "Giriş", Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce, lletişim Yayınları, 2009, s. 22.]
Reklam
211 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.