İnsanların "Atatürkçülük (KEMALİZİM) Dini"ne inanması
(Ki böylelerine ATAİST diyorum ) Beni rahatsız etmez; yeter ki beni kendi dinlerine iman etmeye zorlamaya ve siyasal-hukuki sistemi kendi inançlarına göre şekillendirmeye kalkışmasınlar. Atilla YAYLA
Amerikan emperyalistleri dünyanın dört bir yanında ulusal kurtuluş savaşçılarından yedikleri şamarlardan sonra Türkiye'de egemenliklerini sürdürebilmek için provokasyon ve pasifizasyon hareketlerine girişmişlerdir. Türkiye'ye Büyükelçi olarak gönderilen, Vietnam'da halk cellâtlığıyla ün yapmış olan, harp çıkarma uzmanı, CIA ajanı
Sayfa 195 - HERDEMKitabı okudu
Reklam
İşte bilgide öyle
Aşk vadisini de aştın mı karşına bilgi vadisi çıkar. Burada herkesin yürüyüşü kendi kemaline göredir. Hiç bilip gidenle bilmeden giden bir olur mu? Sivrisinek ne kadar uçarsa uçsun, bir kasırgaya ulaşabilir mi? Hasılı herkesin yürüyüşü başka başkadır. Hiç bir kuş öteki gibi uçamaz. İşte bilgi de öyle. Bilgi de her kişide ayrı ayrıdır. Birisi mihrabı bulmuştur, öteki putu.
Sayfa 77
Pozitivizm, Avrupa burjuvazisinin gericileşme döneminin tipik özelliklerini taşımaktadır. Bir yandan kitlelerin ihtilalci eğilimlerini bastırmayı, diğer yandan yoksulların bir tehdit olarak ilerlemesini durdurmak için kimi reformların yapılmasını önermektedir. Bu iki özellik de, özellikle İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin varlık gerekçelerine denk
Vee sonuç: ...
Her şey -çok iyi planlanmış- bir bütünün parçaları gibiydi!… Orman Bakanlığı'na ait kuruluşlarda "din eğitimi" kampları düzenleniyor. Polis bu "gerçeği" Vali'den bile gizliyor. "Yalan" bilgi veriyor. Sivas'ta yanarak ölen karikatürcü Asaf Koçak'ın cenaze namazını kıldırmayı Yerköy'deki imam ve müftü reddediyor. Ankara'nın göbeğinde bir büyük caminin imamı, Sivas olayında "köktendinci"lerin katkısından söz eden Başbakan Yardımcısı'na verip veriştiriyor. Sağlık Bakanlığı'na bağlı meslek okullarında, "şeriatçılık" ve "Atatürk düşmanlığı" eğitimin temel ilkeleri haline geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulların önemli bir kesimi, "din eğitimi" öğretmenlerinin yönetimine terk ediliyor. Devleti "dinci güçlerden korumak" için kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı; giderek devleti "dinci güçlerin emrine sokmak" işlevini üstleniyor. Her yıl, imam-hatip liseleri ile Kuran kurslarında yaklaşık 800 bin kişi "dini eğitim"den geçiyor. "Bilgili, çağdaş kafalı" din adamı yetiştirmek amacıyla kurulan imam-hatip okulu mezunlarının sadece yüzde 10'u Diyanet İşleri örgütünde görev alırken, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, yargıçlar, savcılar, öğretmenler arasında "dinsel eğitim" kökenlilerin oranı hızlaartıyor. Milli Eğitim, Sağlık, İçişleri ve Orman bakanlıklarındaki "dinci kadrolaşma" artık saklanamaz hale geliyor.
Sayfa 173 - PDFKitabı okudu
Seçkinciliğe karşı halka, bireyciliğe karşı topluma ön­celik veren; sınıf egemenliğine karşı olan; sömürünün her türünü reddeden ve çoğulcu demokrasiye inanan Kemaliz­mi, ideolojiler yelpazesinde nereye yerleştirebiliriz? Kemalizmin Atatürk'ten sonraki en büyük ismi olan İsmet İnönü, 1965 yılında bu sorunun yanıtını ortanın solu olarak vermiş ve eklemişti: "Biz zaten 1923'ten beri ortanın solundaydık; adını şimdi koyuyoruz! " Ortanın solunun daha açık tanımı ise ılımlı toplumculuk ya da -daha doğru anlatı­ mı ile- demokratik toplumculuktur. Nitekim, 12 Eylül yöne­ timinin kapattığı Atatürk'ün partisinin son tüzüğünde, CHP'nin demokratik sol bir parti olduğu yazılıdır.
Sayfa 85 - PDFKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.