Fol Kitap'ın çıkarttığı tarih serisini sevdim, bu değerli kitap da güzeldi. Bir önceki Fol Kitap okumamdaki benzer yorumları burada da tekrarlamak isterim. Özet olarak, yakın tarih, ülkemizin bugünkü durumu, bitmek bilmeyen laiklik, Türklük, Müslümanlık, Kemalizm tartışmalarında ufuk açabilecek değerli kitaplar bunlar. Sırada gene Fol Kitap basımı olan Ne Mutlu Türk'üm Diyene kitabı var ve İmparatorluk Varisi Mustafa Kemal, bu kitap ve sıradaki kitap, birbiriyle benzer ve yakın konuları ele alan kitaplar. Hatta gene aynı yayınevinin Osmanlı'da Hapishaneler kitabında da benzer konulara sıkça değinilmişti. Kısacası, bu tür kitapları tarih, siyaset vb seven okurlara tavsiye ediyorum.
Ademi-merkeziyetçi, çok dilli, çok dinli ve çok uluslu bir imparatorluğun (Osmanlı) kendisine yönetimsel model olarak merkeziyetçi ve homojen bir ulus yaratma iddiasında olan bir ülkeyi (Fransa) örnek olarak alması, taklitçi ve biçimci bir modernleşme anlayşının ötesinde, büyük bir talihsizliktir.
İngiltere dünyanın en demokratik ülkelerinden birisi olduğu halde krallığın varlığına da ilişmez. Bunu feda etmenin maliyetindense, bundan yararlanmanın icabına bakar.
Kemalizm için temel hassasiyet, laisizmi Türkiye'ye taşımanın ötesinde, ondan bir egemenlik doktrini (aparatı) oluşturmak ve bu yolla dinin ve din adamlarının, oradan doğru ise toplumun denetimidir.
Siyasal sorunlar salt akılla çözülebilecek denli yalımkat olmayıp, oldukça çetrefillidir ve bu nedenle de çok farklı araçlardan ve kaynaklardan (tutkular, duygular, sezgiler, örfler...) yararlanmayı da gerektirir; çünkü insanın somutluğu bu bağlamlar içerisinde toplumsallaşmakta ve oradan doğru siyasala evrilmektedir.
"Emperyalizme karşı bağımsızlık... Padişahçılığa karşı cumhuriyetçilik... Şeriata karşı laiklik... Tutuculuğa karşı devrimcilik... Ümmetçiliğe karşı milliyetçilik..."
Laiklik, "din" in kendisinin değil, din adına baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır; uzun bir Evrim süreci içinde koşulların zorlamasıyla doğmuştur.
Elim bir suikast sonucu aramızdan ayrılan Ahmet Taner Kışlalı'nın bu yapıtında ön plana çıkan kavramlar : İslam'ın özü, Kemalizm, sosyalizm, liberalizm... Özellikle Atatürk devrimlerine derinlemesine bir bakış açısıyla bakılmakta, laiklik ve demokrasi kavramları müthiş bir şekilde açıklanmaktadır. Kitabın diğer bir yönünü ise 1990'lı yıllarda Cumhuriyet gazetesinde yazdığı Süleyman Demirel, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz gibi o dönem siyasilerin kendilerini sık sık gösterdikleri köşe yazıları oluşturuyor. Bol bol aforizma niteliğindeki enfes cümlelerin yer aldığı bu çok kıymetli eser mutlaka okunmalı.
" Türkler dinlerinin ne olduğunu bilmiyorlar. Bunun için Kuran, Türkçe olmalıdır. Türk, Kuran'ın arkasından koşuyor fakat onun ne dediğini anlamıyor. Benim maksadım arkasından koştuğu kitapta ne olduğunu Türk anlasın. "
" Hangi şey ki akla, mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın uyduğu bir din olmasaydı, mükemmel olmazdı, son din olmazdı. "