Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz...
Anlamlı bir hayat, zorluklar içinde geçse de son derece tatmin edici olabilir, buna karşılık anlamsız bir hayat da ne kadar konforlu olursa olsun korkunç olabilir.
‘’ İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar. ‘’
‘’ Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. ‘’
Kitap satılan her yerde...
Bozgun Kenan Bıyıklı’nın (1969), “Saklı Şiirler” şiir kitabından sonra gelen ikimciyapıtı. Bu kitap şairin son dönemde yazmış olduğu şiirleri bir araya getiriyor. Aşk, keder, yalnızlık ve varoluş sancısını işliyor bu şiirler daha çok.
Söz ekonomisinin egemen olduğu, görece küçük oylumlu bu şiirlerde Bıyıklı, Attilâ
Cezanne bir çay fincanını canlı bir şeye çevirdi ya da ona can kattı. Natürmortu öyle bir noktaya getirdi ki, resim cansız olmaktan çıktı. / Wassily Kandinsky