Evet, seviyordu. Sanırım kitaplarda satırlarca anlatmaya çalıştıkları, başa bir kere gelen ve tekrarı olmayan his buydu. Sonunda bulmuştum onu. Birini giysilerine kadar sevebilmekti, sırf onun üzerinde diye sevmekti o giysileri. Birinin saçlarını sevmek ama bin farklı yolda sevmekti: güneş vurmuşken, rüzgarda dağılırken, ıslandığında, dağınık göründüğünde, düzenli olduğunda, temizken sevmekti ama pisken de tiksinmemekti sanırım. O umarsızca cümle kurduğunda onun seçtiği farklı kelimeleri avlamak, kendi lügatine yazmak; sirayet ettirmekti kendi cümlelerine. Evet, tam da onun söylediği gibi; her gece onunla sahip olduğun anılara sarılarak uyumaktı. Hissediyordum, hissediyorduk.