Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalbimiz insanlığa olan sevgimizi taşıyamaz, eğer sevdiği insanlar yoksa.
Kaçınılmaz olandan çekinmek neden?
Gerçek hayattaki bayağılıktan ve sıradanlıktan fazlasıyla çekiniyorum.
Reklam
Dünyaya Çıkış
"Ce qui ne fait qu'effleurer les autres me blesse jusqu'au sang" ( Başkalarına vız gelen şey beni derinden yaralıyor)
Sayfa 71 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Dünyaya Çıkış
Hölderlin okuldan çıkıp, düşman bir ülkeye girer gibi girer hayata, ilk andan itibaren onu, o aşırı kırılgan varlığı bekleyen mücadelenin bilincindedir.
Sayfa 69 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Phaeton ya da Heyecan
İnsanlara ulaşmak için elinde şiirden başka bir dil yoktur
Sayfa 66 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
"SIRADAN insan kaotik olanın daimi can DÜŞMANIDIR, sadece dış dünyada değil, KENDİ içinde de. Ama daha yüksek insanlarda, özellikle de ÜRETKEN olanlarda, huzursuzluk yaratıcı bir şekilde serpilir, günün eserleriyle yetinmez, onlara “ACI VEREN YÜCE BİR KALP ” (Dostoyevski), kendini AŞIP evrene doğru bir özlemle uzanan ve soru soran bir ZİHİN verir."
“Yaşamayı bilmeyenleri seviyorum, isterse batan olsunlar, zira onlar aşanlardır.” _ nietzsche
Bütün canlılar akraban değil mi senin , Kader kendi eliyle beslemiyor mu seni ? Öyleyse , dolaş dur savunmasızca Hayatın içinde ve hiçbir şeyden korkma ! Olan her şey , kutlu olsun sana
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
stendhal peygamberce bir not yazmıştı: ''je serai célèbre vers 1900'' [1900'e doğru ünlü olacağım], bu tarih aynı zamanda hölderlin'in de alman dünyasında bir yıldız gibi parladığı tarihe denk düşer. tek tük birkaç yalnız insan ötekini ya da berikini, ikisinden birinin varlığını sezmişti: ama her ikisini birden kendi öncülü kabul eden tek bir kişi vardı: friedrich nietzsche, bize bu kadar yakın olan en berrak, en bilge zihin. o, bu ikisini fevkalade özgür, kendini kendi doğasından çıkarıp kahramanca dünyaya atan, dizginlerinden kurtulmuş iki muhteşem ruh, kendi bilgilerinin derinliğine şaşmaz bir gerçeklik duygusuyla inen, birini heyecanın dehası, diğerini kutsal sadeliğin dehası – ama her ikisini de sanat için yanıp tutuşan, her ikisini de kendi zamanlarına yabancı ve anlaşılmamış, aşırı sıcaklık ya da soğukluk yüzünden, ama asla ılıklık yüzünden değil, geçimsiz ve sevilmemiş kişilikler olarak gördü. o büyük sezgi sahibi onlarda kendi varlığının her iki ucunu görür.
Sayfa 161 - zamanda yeniden diriliş, hölderlinKitabı okuyor
Reklam
tarih tanrıçaların en ciddisidir. sakin ve önyargısız gözlerle zamanın derinliklerine bakar ve demir eliyle gülümsemeksizin ve acımaksızın olayları şekillendirir. umursamaz görünür, sarsılmazdır ama onun da, o uzlaşmazın da gizli bir arzusu vardır. onun görevi olayları şekillendirmektir, alın yazılarını tragedyalara çevirmektir, ama bu ciddi eylemleri yaparken küçük analojiler, halklar ve zamanlar üzerinde beklenmedik, şaşırtıcı çakışmalar, anlamlı tesadüfler yaratmayı sever. hiçbir şeyi tek başına kaderine terk etmez, herkese bir benzerini gösterir.
Sayfa 159 - zamanda yeniden diriliş, hölderlinKitabı okuyor
Ve saflık sanatçının en yüksek yasasıdır, kabı değil içindeki ruhu bozulmadan korumak zorundadır:
ve dingin yıldızlar gibi berraktır uzun kuşkulardan doğan saf kişiler.
“Dostum, kendimi tanımıyorum, hele insanları hiç tanımıyorum”
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.