Her umudu sen sandım; Bu yüzden bu kadar sarıldım, sarıldım, yanıldım...
Peki, yokluğunda ne yaptığımı biliyor musun?
Hiç sana benzemeyen bir sen yaratıp, kendimi seninle aldattım! Böyle sardım yaralarımı...
Ve böyle ihanet ettim kendime...
“Sen benim için beyaz olmaktan vazgeçtin. Ben senin duru beyazlığına leke oldum.” Başını hızla yana salladı.
“Bu senin suçun değildi. Sana yardım etmek istedim, bunu ben istedim. Ben beyazken değil, seninle karışmışken mutluyum.”
Seni mazur görüyorum. Başka türlü hareket etmeye muktedir değilmişsin ki böyle yaptın. İnan buna; ve inan ki ben seni çok sevdim. Çünkü seninle mefkûrem arasındaki alakayı çok izam ettim. Burada aldanmışım. Sen beni aldatmadın, ben kendimi aldattım.
Geceler kurşun gibi iner üstüme birden
Hayalin çıkıp gelir uzaklardan karşıma
Sonra yorgun yüreğimi bir kara sevda tutar
Ama sen duymazsın duyduğumu, ah
Ne bir türkü söylersin gizlice, ağlayarak
Ne her akşam içinde bir yara göz göz açar
Ne efkar basar seni akşamları ansızın
Ne uykuların kaçar
Konuşsam bir türlü, sussam bir türlü
Yıllar yılı
İnan buna; ve inan ki ben seni çok sevdim. Çünkü seninle mefkurem arasındaki alâkayı çok izam ettim. Burada aldanmışım. Sen beni aldatmadın, ben kendimi aldattım. Sahtekâr benim hayalimdir. Ve her şeyde beni kandıran odur.