Fatma Gül

Fatma Gül
@kendimihatirladim
Neye talipsen o'sun...
Sen kopuk bir zaman parçası bulup, onu bir boş meşguliyet tenekesi gibi kullanmayı ve bazı önemli görevlerini de de oraya sıkıştırmayı istiyorsun sonra da "boş zamanım yok" diyorsun. Senin aradığın türden bir boş zaman hiç kimse için hiçbir yerde yok.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Bir şeyden korkmak, biraz da onun geleceğini beklemektir.
Sayfa 146
İnsanoğlu tam sevinemez, bu onun için imkânsızdır. Düşünce vardır, küçük hesaplar vardır ve korku vardır. Bilhassa korku vardır.
Sayfa 144

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Buna tahammül etmek için ya bulunduğu yere kök salmalı, yahut da hayatı çok zengin olmalı. Yani kâfi derecede yaşamış olmalı.
Sayfa 124
Tecrübenin yeni ve ilk olmaması onun ruhundaki şevki eksiltmiyordu.
Sayfa 120
Reklam
Devam etmesi lâzım gelen, işte bu türküdür. Çocuklarımızın bu türküyü söyleyerek, bu oyunu oynayarak büyümesi; ne Hekim-oğlu Ali Paşa'nın kendisi, ne konağı, hatta ne de mahallesi. Her şey değişebilir, hatta kendi irademizle değiştiririz. Değişmeyecek olan, hayata şekil veren, ona bizim damgamızı basan şeylerdir."
Sayfa 24
Mümtaz, üç gündür bu hastabakıcının peşindeydi. Bir yığın adres almış, telefonlar etmişti. Fakat bizim memlekette aranan kaybolur. Şark oturup beklemenin yeridir. Biraz sabırla her şey ayağınıza gelir. Meselâ İhsan iyi olduktan altı ay sonra bile bir iki hastabakıcı mutlaka onu arayacaktır. Fakat lâzım olduğu zaman...
Sayfa 12
Tarih mirası, yüksek toplumlar için, bir nimet. bir tecrübeler deposu, bir imkânlar hazinesi iken, <düşüş⟫e uğramış toplumlarda, sanki bir yük, omuzları çökerten ağır bir kâbus, yol üstüne yığılı bir enkaz gibi hissedilir.
Sayfa 134
Düşünce, ülkü bir «ses»tir. «Öfke» ise, bir davranış türü. Ses, aksiyon, öfke çok kez reaksiyondur.
Nasıl da hemen ansızın açıklama yapamaz oluyoruz, bir şeyi açıklamak zorunda olduğumuzu, kendimizi haklı çıkarmak gerektiğini vb düşündüğümüzde...
Reklam
yapıyor, ediyor, değiştiriyoruz, gerçekten yapıp edip değiştiremeden...
bizden daha mutsuz olan bir insanın yanında hemen düzeliyoruz. Ve hastalığımız, hem de ölümcül hastalığımız bile bir anlam taşımıyor.
bir insanda birden bu kadar çok korku yoğunlaşmışsa, bu insanın her şeyi sürekli kırılma noktasındadır demektir.
Doğal olarak çok azın talep edileceği yerden biz daima her şeyi talep ediyoruz, bizi umutsuzluğa düşürüyor bu durum.
Öyle bir ülkeden gidiyorum ki, dedim kendi kendime demir sandalyenin üzerinde, orada düşünce insanı denilen insana zevk veren her şey, zevk vermese bile, hiç değilse varoluşundan haz duymasını sağlayan her şey uzaklaştırılıyor, atılıyor, söndürülüyor, orada artık yalnız bütün ayakta kalma dürtülerinin en ilkeli hüküm sürüyora benzer ve orada düşünce insanı denen insanın en ufak bir isteği henüz filizlenirken boğulur.
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.