Ve bitti...
Bir an hiç bitmeyecek sandım!
Öyle güzel iç içe hikayeler vardı ki her an bir başkasının içine düşebilirim diye düşündüm ama olmadı! Kayıp gitti ellerimden
Puslu Kıtalar Atlası...
Çok kitap inceledim bu uygulamada. Ama itiraf ediyorum en çok bu incelemeyi kafamda kurmakta zorlandım. Postmodernizm, iç içe anlatım, üst kurmaca...
Ne çok hikayeye
Okuyorum o halde varım, varım o halde düşünüyorum, düşünüyorum o halde okuyorum...
Neden okumuyoruz neden? Neden sürekli o televizyonlara, telefonlara bakıp duruyoruz? "Görmek için iki göz yetseydi, akıl neye yarardı?" Neden artık düşünmüyoruz, sorgulamıyoruz bir şeyleri? Allah bize her şeyden önce okuyun demiş okuyun, düşünün demiş, anlayın demiş. "Her alim, bir cennet ağacıdır!" (Hz. Muhammed s.a.v) "Alim cennet ağacı ise, ilim yuvasını cennet bahçesine, kitapları da cennet meyvelerine benzetebiliriz." yani bu benzetme varken, birsürü güzel kitap biz okurlarını beklerken, bize cennet ağacı olacakken kitaplar neden okumuyoruz elimizde her imkan varken? Bence artık okuyalım, okutalım; düşünelim, düşündürelim; sorgulayalım artık bir şeyleri. Artık sadece önümüze gelenle yetinmeyip kendimizi değiştirelim: "Unutmayın ki önce insanlar bir yere giderler, sonra insanlığı oraya götürürler."
Bu harika kitabı da okuyalım ve artık bir şeyleri değiştirmeye başlayalım.
"Buna çok fazla kafa yoruyorsun, değil mi? Sürekli aslında nasıl olması gerektiğini düşünüyorsun." (sf 91/Sky beyciğimiz)
evvveet sevgili okuyucu, ben de sürekli aslında nasıl olması gerektiğini düşünenlerdenim.
Hayatım bu şekilde ilerlememeliydi, bu kaybı yaşamamalıydım, daha çok sarılmalıydım, kötü kitaplarda zaman