"Yanlış his diye bir şey yoktur. Var olan bütün hisler doğrudur. Ben bir şey hissediyorsam eğer, o his yanlış olamaz. Üzülebileceğimi, öfkelenebileceğimi, korkabileceğimi, bana sunulan bir şeyden memnun olamayabileceğimi söylemiştim. Eğer ben üzülüyor, öfkeleniyor, korkuyor, herhangi bir şeyden rahatsız ya da şikâyetçi oluyorsam ve bu hissimi ifade etme hakkıma saygı duyulmuyorsa, orada bir sorun vardır. Çünkü hislerim, bana kendimle ilgili bir şeyleri söylemek için oradadırlar. Hislerimi tanımazsam kendimi de tanıyamam. Hislerimi tanımazsam, içimdeki çocuğun konuşmasını engellemiş olurum."
Tek başımayım, bundan şikayet edecek değilim, kendimle baş başayım. Kendimle hiç baş başa kalamayabilirdim, işte o zaman sonsuzlukta kaybolmuş olurdum.
Tek Yalnız Ben Değilim, Jean-Louis Fournier
👨🏻🎨| Peter Ilsted
…bir doktor sesler duyup duymadığımı sordu.”Hayır.” Diye yanıt verdim. “Ben hep kendimi duyuyorum.”. “Kendinizi mi duyuyorsunuz?” Dedi doktor. “Kendi kendimle ya da kendime konuşuyorum.” Dedim ona.
Bazen insan öleceğini bile bile daha çok yaşar.
Özgür olmak için deli olmak mı gerekiyordu,herkesin zaten deli olduğu dünyada. Okurken kendimle bağdaştırdığım bir dönemden geçiyordum. Sonunu hiç böyle beklemiyordum. Okumaya değer.
Kendimle ne yapacağımı bilememenin çaresizliği o denli büyük ki, her ne kadar hiç anlayamasam veya tanımlayamasam da görünen bu tek yeni yola tutunmaya çalışıyorum.
… tüm utançların ve üzüntülerim üzerine kendi başıma uzun uzun düşünmeye ihtiyacım var, güneşin ve sokaklardaki çakıl taşlarının keyfine dost ya da sohbet olmadan kendimle yüz yüze gelerek ve salt yüreğimin müziğini dinleyerek varmaya ihtiyacım var.
Atilla Keskin 68´lerde Deniz, Hüseyin, Yusuf, Sinan ve daha niceleriyle çıktığı yolculuğu "Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler“ adlı anı-romanında anlatıyor.
Romanı okuyanların yorumlarına bakıyorum.
Yazıların ortak özelliği, okurken insan nutkunun tutuluyor olması!
Nasıl olmasın?
"Ölüme İlk isyanım“ ile başlayan kitap, "Ölümle
Sevgili Arsız Ölüm/Latife TEKİN
Yazarın okumuş olduğum üçüncü kitabı, açıkçası daha önceki kitaplarını beğenmedim, bu kitaba başlarken de büyük bir beklenti ile başlamadım buna rağmen çok beğendim, bir kitap okurun duygularını ne kadar şaha kaldırır, ne kadar içine alırsa benim başarı ölçütüme göre o kadar başarılıdır, Sevgili Arsız Ölüm
Bil beni, al beni
Bu saçmasapanlıktan kurtar beni
Uykusuz gecelerin
Gizli örtüsünden çıkar beni
Ben bunları kimseye anlatmadım
Kendimle bile konuşmadım
Bir tek sen duy diye,
Sen bil diye,
Sen anla diye...