Bak, çok duygusal bir insanım ben. Balık burcu değilim ama benimle çok güzel ilgilenip sonra bir anda elini eteğini benden çekersen oturur çocuk gibi ağlarım. Seviyorum deyip bana sevdiğini hissettirmezsen geceleri uyuyamam. Ben kimsenin duygularıyla asla oynayamam. Kimsenin ahını hiç alamam. Gitmek için geleceksen gelme, gidersen dayanamam. Ne de olsa iki günde unutur diye düşünme, sana alışırsam unutamam. Etrafına bir bak. Şu sıradanlığa bir bak. Herkes gitmek için giriyor birbirinin hayatına. Sen gitme. Gideceksen de gelme. Herkesleşme. Kendini benden eksiltme. Beni sevdiğini söyleyip iki gün sonra ortadan kaybolacaksan sen beni böyle sevme. Ben böyle iyiyim kendimle.
İyiyim ,diyorum . Paul ,hayretle ,ya birine ya da diğerine sahip olmamız mümkün değilmiş gibi ,dostdoğru bana bakıyor . İyisin ,çünkü bunun başka insanlar için ne anlama geldiğini unutmuşsun ,diyor . Başkaları belki de “iyiyim “derken hayatı kastediyor .Ben yalnızca şansı kastediyorum .Paul ,hayatı hazmedemediğimi biliyor -henüz yapamadığımı söylemekte istemiyorum .
Sayfa 19 - Siren YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İyiyim, diyorum. [...] İyisin, çünkü bunun başka insanlar için ne anlama geldiğini unutmuşsun, diyor.
"Geçen gün kimi gördüm biliyor musunuz? Ama evlisin şarkısını yazdığım kişiyi. Onu düşündüğümde ay yerini değiştirirdi, yıldızlar yerinden kopup hızla düşerken yeryüzüne, asılı kalırdı yakın gökyüzünde. Çiçekler konuşur beni teselli ederdi, gözyaşlarımı silerdi; yalnızlık. İçimin yangınına su yetmezdi, söz geçmezdi arzularıma. Ne tuhaf şu aşk! Anılarıma gittim,döndüm. İçimde kendime karşı acımayla karışık bir şefkat hissettim. " Yazık sana" dedim bana ve tebrik ettim kendimi; ondan vazgeçtiğim için. Güçlü hissettim, iyi yaptığımı anladım. Ondan sonra hiç aşık olmadım. Hislerim beğeniyi geçmedi. Boşanmış, özgürmüş, yapayalnızmış. Üzüldüm onun adına. Hislerim değişmiş. Ona olan aşkımın yerinde yeller bile esmiyor. Ay yerinde, yıldızlar da öyle. Çiçekler suskun, içimin yangını küllükten çıkmış, arzularım yok. Eski bir komşuyu gördüm sanki, taşınmış gitmiş kalbimden. Zaman gerçek bir ilaç, iz bırakmıyor nerdeyse. Hem de bedava! İlk defa böyle aşık olmuştum, geçecek derlerdi de inanmazdım. Geçmiş, ben de geçmişim! Şimdi iyiyim; kendimle yalnızlığımın eşliğinde. İşte böyle. "
“ Başkalarının beyinlerinin hem zekadan hem de şanstan sorumlu olup olmadığını bilmek isterdim. Benim beynim şansa yetiyor, hayata yetmiyor. Her halükarda, benim hayatıma yetmiyor. Her ne kadar Paul şansın bu olmadığını söylese de durumu kabullendim. İki günde bir: İyiyim diyorum. “
Herşey dönüyor ve kendi etrafındaki tüm masumiyeti yok ediyor. cehennemi sevmekten başka elimde insanca kalan ne var ki... cehennemi ruhu hala üşüyenler için istiyorum.  kendi kötülüğümü istiyorum, son bir defa ara istiyorum..! yine aramamışsın beni.  biraz daha geç kal ki, bir şey daha bulayım...  bir gerçek daha.  hayatımdaki o işaret kayıp gidiyor gökten; gündüze karşıysa yapayalnızım.  parlak bir hediye paketine sığdı kalbim.  Yanlış bu sözcükler, yanlış. Çok ağladım, çok erkek oldum çok da kadın.  Kimseyle kendimle bile yaşayamazdım. Hep yarım kaldım hep!  Belki ameliyat ettirirsin; gitsin diye yüzümün diğer yarısı da.  nerem varsa insan kalan... işte orası acıtıyor.  Başını derenin kenarına koy. Atını yıldızlara bağla.  Dinle ama korkma, çünkü vitamin aldım, iyiyim.  Ama; ya bu soluk sonsa, ağlıyorum fren seslerinin ardından gelen hıza, kaderimin oyuncağı oldum, övüncü oldum sessiz uzlaşmacıların, övüncü oldum tüm yaşayamamışların, bir kurbanın onurunu diktiler yakama.  Şimdi herşey hazır. Bir tek eksiğim var kırmızı bir türlü tamamlanamayan tamamlandıkca eksik kalan kırmızı..  Pirinç işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı. Herkes uyuyordu. Yüzümün yarısı benim, yüzümün yarısıyla hep yarım öyküler anlatırım.
Reklam
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.