"Duy beni ve dinle;
Denizler boğuluyor içimde...
Yorgunluğuma kelimeler yeterli gelir mi bilmiyorum ama “ yorgun dala kuş konsa kırılır ” denir ya hani, öyle yorgunum işte...
Sanki büyük hayallerim küçük insanlarda ziyan olmuş gibi...
Sanki gitme vaktim gelmiş ve kaldığım her an ziyan gibi...
Yorgunluk ruhumun ücra köşelerinde yerleşmiş bir kanser hücresi gibi...
Kelimelerin tükenmesi, harflerin yeterli gelmeyişi gibi...
Öyle bir yorgunluk ki tüm yorgunlukları örter gibi...
Yorgunluklarımın dahi mecalsiz kaldığı bu hayatta, ne etrafı toplamak kolay, ne kafayı toplamak...
Hasılı; yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme...
Ülkem yıkıldı...
Ordugâhım yandı...
Ben yandım...
Nâzlı ahîm yandı..."