CELÂL ŞENGÖR'ÜN MOTİVASYON ÖNERİLERİ
1-ah! Vah! Etmeyi bırakın, işinizin başına geçin. 2-bir kere bakmak yetmez, aynı konunun defalarca üzerinden geçin. 3-tutkunu olmadığınız bir işi meslek edinmeyin 4-yaptıklarınızı mutlaka kayıt altına alın. 5-yazarak çalışmak en akıllıca yöntemdir, bunu uygulayın. 6-Ne iş yaparsanız yapın, kitap okumanın değerini görmemezlikten gelmeyin. 7-şans hazırlıklı zihinleri tercih eder. Başkalarının ne kadar şanslı insanlar olduklarını düşünmeyi bırakıp kendi şansınızı yaratmak için zihninizi hazırlayın. 8-bazen tembellik etmek, durup dinlenmek ve doğanın size verdiklerini izlemek hakkınızdır. Ancak rehavete kapılıp ipin ucunu kaçırmayın ve çalışmaktan kaçmayın. 9-hafızanızı güçlendirmek için beyninizi çekmeceli dolap gibi kullanın ve Her bilgiyi ilgili alana yerleştirin. Beyninize Bir torba gibi davranmayın. 10-Her insanın çalışma düzeni kendine özgüdür. İşinize yarayan ve sizi başarıya ulaştıracak olan neyse " kendi yöntemleriniz olarak" geliştirin.
Sayfa 45 - Masa yayınlarıKitabı okudu
Mut(suz)luluğun özeti
Çevremizdeki insanlara bak. Neden acı çektiklerini, neden hep mutluluk arayıp bir türlü bulamadıklarını merak etmiştin. Bir insan şöyle bir durup kendi kendine, benim hiç gerçek anlamda kişisel bir arzum oldu mu, diye sorsa, cevabı hemen bulur. Bütün isteklerinin, çabalarının, rüyalarının, ihtiraslarının hep başka insanlardan gelme bir motivasyon olduğunu görür. Aslında çabaları maddesel zenginlik uğruna bile değildir, elden düşmecinin hayali sayabileceğimiz saygınlık içindir. Bir onay arar. Kendinin olmayan bir onay. Ne o mücadeleden bir keyif alır, ne de başardığı zaman bir sevinç duyar. Bir tek şey için bile, 'Bunu isteyişim, kendim istediğim içindir, yoksa komşularım bana imrensin diye değil,' diyemez. Ondan sonra da, neden mutsuzum diye merak eder. Mutluluğun her türü, kişiye özeldir. En büyük anlarımız kişiseldir, kendimizden kaynaklanan bir motivasyondan gelir, ona el sürülemez. Bizim için kutsal olan, değerli olan şeyler, herkesle paylaşılmayan, orta malı olmayan, çekip kurtardığımız şeylerdir. Oysa şimdi, içimizdeki her şeyi herkesin gözü önüne sermemiz, herkes ellesin diye ortaya açmamız isteniyor."
Plato Film YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çevremizdeki insanlara bak. Neden acı çektiklerini, neden hep mutluluk arayıp bir türlü bulamadıklarını merak etmiştin. Bir insan şöyle bir durup kendi kendine, benim hiç gerçek anlamda kişisel bir arzum oldu mu, diye sorsa cevabı hemen bulur. Bütün isteklerinin, çabalarının, rüyalarının, ihtiraslarının hep başka insanlardan gelme bir motivasyon olduğunu görür. Aslında çabaları maddesel zenginlik uğruna bile değildir, elden düşmecinin hayali sayabileceğimiz saygınlık içindir. Bir onay arar. Kendinin olmayan bir onay. Ne o mücadeleden bir keyif alır, ne de başardığı zaman bir sevinç duyar. Bir tek şey için bile "Bunu isteyişim kendim istediğim içindir, yoksa komşularım bana imrensin diye değil" diyemez. Ondan sonra da, neden mutsuzum diye merak eder.
uzun ama çok güzel, bölmek istemedim
Onlara, kendilerini başkalarının içinde aramaları öğretilmiş. Oysa hiç kimse, hiçbir türlü özsaygıya ihtiyaç duymayacak kadar salt bir alçakgönüllülüğe varamaz. Sağ kalamaz o zaman. Bu yüzden de, yüzyıllar boyunca hayırseverliğin, kendinden vermenin en yüce ideal olduğu doktrini öğretildiği halde, insanoğlu bunu kabul ederken, tek kabul
Sayfa 848Kitabı okudu
Çevremizdeki insanlara bak. Neden acı çektiklerini, neden hep mutluluk arayıp bir türlü bulamadıklarını merak etmiştin. Bir insan şöyle bir durup kendi kendine, benim hiç gerçek anlamda kişisel bir arzum oldu mu, diye sorsa, cevabı hemen bulur. Bütün isteklerinin, çabalarının, rüyalarının, ihtiraslarının hep başka insanlardan gelme bir motivasyon olduğunu görür.
Sayfa 1333
İhtiyarlar, kendilerine bir uğraş bulmazlarsa, “ah! vah! bu hallere mi düşecektim ben!” diye kendilerine acımaya başlarlarsa, işin sonu felâkettir. Çünkü yalnız yaşlıyken değil, gençken de kendine acımak, bir insanın kendi benliğine karşı işleyebileceği suçların en yıkıcısıdır. Kendine acıyanın, ne kendine hayrı dokunur, ne başkalarına. İhtiyarlıkta ise, “yaşlılık depresyonu” denilen ağır ruh hastalığına sürükler sizi. Bir motivasyon, yani yaşamak için bir nedeni olmazsa, bir ihtiyar nasıl yaşayabilir ki? Yüzünü duvara çevirip ölmekten başka çaresi kalmamıştır o ihtiyarın.
Reklam
299 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.