Tüm bunlardan sonra, altını çizerek şu söylenebilir: Katı bir tek eşliliğe dayalı ahlak kurallarıyla cinselliği baskı altında tutan bir toplum, teslimiyetçi bir uyumculuğa, aşağılık duygularının başarı ve saldırganlığın artması ile ödünlenmesine eğilim duyar.
Sayfa 146Kitabı okudu
Cinsel ilişki ne denli sıradan bir şey haline gelirse o denli duygudan yoksunlaşır. ''kurur"
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Evlilik bunalımları olağandır. Hiçbir evli çift, sürekli olarak bundan bağışık kalamaz. Cinsiyet araştırmacısı ve Freud'un ardılı Wilhelm Reich 1926 yılında evliliğin en temel krizi üzerine şöyle yazıyordu: "Tek eşle yıllar süren evlilik, eşlerin cinsel bölgelerinin birbirleri için çekici olmaktan çıkmasını getirir. Bu durumu insanlar sessizce sineye çekmezler. Daha çok, şiddetli evlilik çatışmaları ortaya çıkar."
Sayfa 144Kitabı okudu
"Nietzsche'yi sessiz ve yalnız yolculuklarında, elde bir kalemle, kendisiyle beraber taşıdığı yazı masasına eğilirken değil de uzun, sessiz monologlardan kaynaklanan bir dizi aforizmayla hayal etmek gerekir. (...) İsviçre'nin Engadine Dağları'nda sıcak ve soğuğun etkileşimi altında, tüm savaşlarının ve dönüşümlerinin bir karışımını, kendisini gördü. "Doğanın kimi yerlerinde hoş bir ürpertiyle kendimizi yeniden keşfederiz; bu ikili, oluş'un en güzel halidir." demişti Nietzsche. (...) "Engadine'nin küçük sapa gölleri"nden "yalnızlığın gözleri bizzat ona bakar gibidir" ve bir mektubunda bunu şöyle ifade eder: "Doğası benim doğam gibi, birbirimizi şaşırtmıyoruz, aramızda karşılıklı güven var." Yüzeyden bakıldığında baş ağrıları ve göz problemleri onu ayrıntılı bir araştırmadansa salt aforizma kabilinden araçlarla çalışmaya zorlamış gibi görünebilir ama aslında Nietzsche'nin kendine has düşünselliği sistematik yazımda olduğu gibi birbirine kesintisiz bağlanan düşünceler zincirini benimsemeyi gitgide daha çok reddeder; bunun yerine, yazılarında bir anda kesilen ve özgün bir diziyi ele alan bir diyalog duyulur. "Sıra dışı olana alışık kulaklarla"* adeta söylenmiş sessiz kelimeleri yakalar."
s. 107, 108 - Nietzsche'nin Değişimleri / Africano Yay. Çev. Ayça Göçmen/ (*Böyle Buyurdu Zerdüşt, s.9)Kitabı okudu
Dengesizlik; olumsuz bir özellik olarak kabul edilir. Dengesiz kişi etkilenmelere açık, asabi, çabuk heyecanlanan, sağı-solu belirsiz, tezcanlı, korkak ve kuşkucudur. Buna karşılık dengelilik daha fazla yeğlenen bir özelliktir. Çünkü dengeli kişi diyaloga açık mızımız olmayan, endişesiz, kendini gerçekleştirmeye yetenekli, ılımlı, güvenilir ve kendine egemendir. Ancak çok az insanı kesin olarak bu iki uçtaki gruptan birine sokabiliriz. Çoğu insan dengelilik ve dengesizliğin şu ya da bu ölçülerde bir tür karışımından oluşur. Bunlar kimi zaman dengeli kimi zaman da dengesiz davranış gösterebilirler.
Her sabah, gördüğünüz rüyaları da yazın. Rüyalarınız, sorunlarınızın analizi için çok önemlidir. Rüyalar gerçi gelecekle ilgili bir şey söylemezler ama o anda sizi neyin meşgul ettiğini gösterirler. Rüyalarda istekleriniz, korkularınız, endişeleriniz ve sorunlarınız dile gelir. Rüyalarınızı yazarsanız ve üzerlerinde kafa yorarsanız kendinizle ilgili daha fazla şey öğrenirsiniz. Günlük yaşantınızda çoğu zaman gözlerinizi kapatmış olduğunuz asıl istekleriniz o zaman size daha net biçimde kendilerini gösterirler. Uyanıkken gözardı etmeye çalıştığınız kaygılar geceleri düşünüzde su üstüne çıkarlar ve rüyada eyleme dönüşerek kendilerini ifade ederler. Rüyalar sizi uyarabilir veya size cesaret verebilir ve bazen de bir sorunu çözebilmek için ona nasıl yaklaşmanız gerektiğini size gösterebilir. Bundan dolayı artık, gelecekte düşlerinizi "sabun köpüğü" gibi boş şeyler olarak algılamayın, tam tersine ciddi ciddi üzerlerinde düşünün. Inanın, boşa gitmez emeğiniz.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.