Her diyet başlangıcında kendime yaptığım motivasyon konuşması :D
"...yol her ne kadar uzun sürüyor olsa da, sonuçta yola çıkıldı ve hedefe yaklaşılıyor. Sana diyorum ki, asla geri dönmek, durmak yok. ..."
Sayfa 231
Kendime öğüt
Sana söylüyorum sana, yapma naz, boş oturma. Doğrul hadi, ayağa kalk! Vakit az, boş oturma.
Reklam
172 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 days
Otomatik Portakal kitap yorumum
!!DİKKAT!! Yorumum spoiler içerir. Kitabı henüz okumadıysanız incelememi okumamanızı öneririm. Kitabın başlarında ana karakter, Alex ve ‘’kardeşleri’’nin onca zavallı insana yaşattıklarına tanık olmak kendi adıma çok zor, can sıkıcı ve rahatsız ediciydi. Haftalarca bu kitabı okumaktan kaçındım. Elime alıp okumaya devam etmemi sağlayacak motivasyonu bulmakta çok zorlandım. Alex’in 10 yaşlarındaki iki kıza tecavüz ettiği kısım ise çok rahatsız edici ve mide bulandırıcıydı. Bu eylemi kızlara lütufta bulunmak, onlara bir iyilik yapmak gibi görmesi de Alex’in ne denli kötü ve kayıp bir insan olduğunu gözler önüne seriyor. Alex tutuklandığında ise çok mutlu oldum. Çok fazla kedisi olan yaşlı kadını öldürdüğü kısımda, bir kedisever olarak, kedilere de zarar vereceğinden çok endişelendim. Bunu yapmaya fırsat bulamadığında ise rahatladım. Bir ana karakterin başına gelen kötü şeylere böylesine sevindiğimi hiç hatırlamıyorum. Devletin deneyi başarılı olduğunda ve kötü düşüncelere sahip olduğunda kendini hasta hissettiği zaman memnun oldum. İntihar teşebbüsünden sonra eski haline geri dönmesi ise beni hayal kırıklığına uğrattı. Her ne kadar insanları doğruyu, iyiyi seçmeye zorlayamayacağımıza katılıyor olsam da insanların kötülüğü seçmesine, başkalarına zarar vermesine de izin verip yaptıklarını ‘’özgür irade’’ kabul edip makul görmeye inanmıyorum. Bir kişinin özgürlüğü, başkalarının hak ve özgürlüklerini kısıtladığı noktada sınırlandırılmalı, diye düşünüyorum. Yazarın ciddiyetsiz üslubu da beni ayrıca rahatsız eden detaylardan birisi oldu.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200993.1k okunma
Kendime motivasyon cümlem!
Belki de o yolunu kaybetmistir, hoşgörünü arttır..
140 syf.
7/10 puan verdi
Sevgi emek midir gerçekten? İyilik midir? Filmden dilimize pelesenk olmuş o meşhur sevgi tanımı aslında kitaptan alınmamış meğer. Kitapta sevginin ne olduğuna dair bir iddia yok, dolayısıyla bence Aytmatov İlyas'ınkinin de sevgi olduğuna inanıyor. Sevgi, aşk sadece güzel şeyleri mi çağrıştırmalı ki zaten? Zarar veren aşk da aşk olamaz mı? Sağlıksız olur şüphesiz ama hâlâ aşk diyemez miyiz? Peki İlyas sevmedi mi Asel'i? Bence sevdi ama o böyle sevebiliyordu, böyle biriydi; aşk bir insanı değiştirmez, insan aşkı değiştirir; yani bir insan nasıl biriyse öyle de sever. İlyas bencildi, bencilce sevdi. Baytemir (a.k.a Cemşit) ise özverili, diğerkâm biriydi ve öyle sevdi. Bu noktada film ve kitabı birbirinden ayıran en önemli fark Asel'in seçimindeki motivasyon bence. Filmde kalbi tamamen İlyas'a ait ama Samet Çemşit'i seçtiği için onu seçen pasif bir kadındı Asya; kitapta ise Samet çoktan seçimini yapmış, Baytemir'e baba demiş; İlyas yıllar sonra çıkagelince Asel kitapta da sarsılıyor tabii ki ama bu sarsıntı onu yıkmıyor, bana İlyas kalbinde eski bir yara ama taze bir aşk değilmiş gibi geldi. Baytemir'e "Sen benim sevgilimsin" demesinde Samet'in hiçbir etkisi yoktu gibi hissettim. Kitaptaki sonu daha çok sevdim o yüzden, Asel yaptığı seçimde kendini yok saymadı çünkü. Tabii filme her zaman bir nostalji kıyağı geçeceğim muhtemelen ama kitap Asel karakterine daha çok hakkını teslim etmiş diye düşünüyorum.
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al YazmalımCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202138 okunma
Kendime not ...
En iyi fikirlerim, Kahve içerken aklıma geliyor … ☕️🫶🏻💫
Reklam
1,000 öğeden 901 ile 910 arasındakiler gösteriliyor.