Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.27
Melih Serbest
Melih Serbest
@kendine_yazar
Bilgisayar Mühendisi
Sakarya
İstanbul
53 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Charles Baudelaire'in "Kötülük Çiçekleri" adlı şiir kitabı, 19. yüzyıl Fransa'sının sosyal ve kültürel durumunu yansıtan önemli bir eserdir. Baudelaire, şehir hayatının ve modern hayatın zorluklarını, aşkın ve tutkunun yanı sıra karanlık taraflarını kendine has yorumlamasıyla ele alır.
Kitap, şehir hayatının boğuculuğunu ve insanların karanlık yönlerini betimlerken, aynı zamanda Baudelaire'in güçlü imgeler ve metaforlar kullanmasıyla estetik bir zevk sunar. Özellikle "Spleen ve İdeal" bölümü, Baudelaire'in hayatın acımasızlığını ve insanların iç dünyasının karmaşıklığını anlamlı bir şekilde betimler.
Genel olarak, "Kötülük Çiçekleri" çok yönlü bir şiir kitabıdır, hem toplumsal hem de kişisel sorunları ele alır ve okuyucunun düşüncelerini uyandırmak için güçlü bir dil kullanır. Baudelaire'in klasik Fransız şiirine olan saygısını ve modern bir şair olarak kendi tarzını yansıttığını gösterir.
Kitap, on üç farklı bölümden oluşmaktadır. Bunlardan on bir tanesinde şiirler yer alırken iki tanesinden şiir yoktur. Bir tanesi "Kötülük Çiçeklerinin baskısı için önsöz tasarıları" diğeri de "Şiirlerle ilgili açıklamalar". Şiirlerle ilgili açıklamalar bölümünü ben çok sevdim. Okuduğum şiirlerin alt metnini de bizimle paylaşması çok hoşuma gitti.
Genel olarak Charles Baudelaire'in şiirlerini çok sevdim ve mutlaka diğer kitaplarını da okuyacağım. Bu kitabın içinde en sevdiğim üç şiiri de paylaşmak istiyorum: Maske, Lēthē ve Lesbos.
Yazılım geliştirme deneyimi olan profesyoneller olarak, yazılım projelerinde kullanılabilecek araçları, yazılımın hayat döngüsünü ve kod yazma tekniklerini kapsayan birçok konuda yazılar yazan yazarlarımız Andrew Hunt ve David Thomas'ın en bilinen kitabını incelemek istiyorum.
Kitap, profesyonel yazılım geliştiriciler için pratik bilgiler ve tavsiyeler içermektedir. Kitabın odak noktası, yazılım geliştirme sürecinde verimliliği arttırmak ve kod kalitesini yükseltmektir. Kitap, yazılım projelerinde kullanılabilecek araçları, yazılımın hayat döngüsünü ve kod yazma tekniklerini incelemeye odaklanmaktadır. Kitabın dil ve anlatımı çok iyi ve okuyucunun kolayca anlayabileceği şekilde yazılmıştır. Kitap, yazılım geliştiriciler için önemli bir referans kaynağı olarak kabul edilir.
Bir Ses Böler Geceyi
Ahmet Ümit'in 1994 yılında basılan kitabı olan Bir Ses Böler Geceyi, adı Süha olan solcu ana karakterimizin yaşadığı bir trafik kazası sonucu yolunun bir Alevi köyüne düşmesiyle başlıyor ve o köyde gördükleriyle kendi hayat hikayesinden bazı kesitleri konu alıyor. Bende kitabı aleviler hakkında daha kapsamlı bilgiler edinmek için okumak
Okur Takip Önerileri
Şairimiz Ertuğrul Özüaydın Eskişehir'de doğduğu ve Ankara'yı çok sevdiği için bu kitaptaki şiirlerinde Eskişehir ve Ankara'nın izlerini sıkça görmekteyiz.
Dizelerinde ki derin anlamlara bayıldım. Kitabı okurken sadece şiir okumadım aynı zamanda ufkum açıldı, bu karantina günlerinde duvarlar arasında hapis kalmış, zihnimi Ankara sokaklarında ve Eskişehir'in sarı bozkırında neşeyle koşturdu.
Şiir kitabı üç bölümden oluşuyor. Benim en sevdiğim bölüm ilk bölüm oldu. Bu şiir kitabı sadece ilk bölümden oluşsaydı eğer on üzerinden on puanı zevkle verirdim. İkinci ve üçüncü bölümdeki şiirlerin arasından çok beğendiklerim de var vasat bulduklarım da var. Bazıları beni kendilerine bağlayamadı. O şiirleri de nazar boncuğu olarak görürsek başarılı ve okunması gereken bir şiir kitabı olarak görüyorum.
Hayatın günlük rutinleri, işler, dersler ve insanlar derken kafamızı dağıtacağımız, rahatlayacağımız ve keyif alarak okuyacağımız çok tatlı bir kitaptı.
Kitabın evreninde bir sokak ve bu sokakta yaşayan insanların yeni bir başlangıç arayan hayatlarını anlatmasıyla başlıyor ve dört ayrı ailenin bu başlangıcı nasıl yaptıklarını, karşılarına ne gibi zorluklar çıktığını bize tatlı bir anlatım ile anlatıyor.
Küçük yaşta öksüz kalan çocukların psikolojisi ve çocuk edinmenin nasıl bir sorumluluk olduğunu da çok iyi bir şekilde okura anlatan yazar, bu konularda güzel bir farkındalık yaratıyor.
Romandaki hikayenin işleyişi ve ilerleyişi hakkında bir tane eleştirim var. Ana karakterin ailesi dışındaki üç ailenin hayatını sonlara doğru hızlı bir şekilde sona bağlamış. Evet kitap 480 sayfa ama yine de ben bir okur olarak o hikayeleri de okumak isterdim.
Kitabın arka kapağındaki söz "Bütün olan bitenleri, olmakta olanları ve gelecekte olacakları değiştirebilir misiniz?" yazarın önermesini en başından bizlere sunuyor.
Kitabın içinde birbirinden bağımsız iki tane hikayemiz var. Sırayla inceleyecek olursak ilk hikaye kitabın adı olan mukadderat ve önermesi olan cümleye çok uygun bir hikaye. Kurgunun alt yapısı iyi atılmış. Yazarın aklına gelen bu kurgusal fikri beğendim ancak bunu işleyişi yani temelini iyi attıktan sonra binayı pek de iyi yapamamış.
Olayı anlatırken durumsal kopukluklar, yanlış yerde kullanılan yanlış tabirler ve bazı zamansal kopuklarla birlikte temeli sağlam olan bu bina oldukça kötü inşa edilmiş.
İkinci hikayeye gelecek olursak eğer ilk hikayenin aksine zamansal kopukluklar daha az ve ortalama bir anlatıma sahip. İkinci hikayede hoşuma gitmeyen tek şey ne kitabın adıyla ne de arka kapak da yazan önerme ile ilgisinin birinci dereceden olmaması. Hikayenin içinde mukadderat konusuna değinse de hikayenin asıl önermesi hırs ve egonun zararları.
İlk hikaye kısa sürdü diye bir de kısa bir tane ikinci hikaye yazalım mı dendi bilmiyorum ama ikinci hikayenin kitabın içinde olması garibime gitmesine rağmen bence ikinci hikaye ilk hikayeden daha iyi. En azından edebi yönden...
Kitabı tek gecede bitirebilirsiniz. Kafa dağıtmak, dünyanın keşmekeşliğinden biraz da olsun uzaklaşmak için bir oturuşta okunabilecek bir kitap
Bu kitabın incelemesine nereden başlayacağımı tam olarak bilemiyorum. Çünkü kitap her şeyiyle o kadar güzel ve ilgi çekici ki ballandıra ballandıra anlatası geliyor insanın.
Kitabın kapağından başlayalım o zaman. Kitabın içindekilerinin özeti niteliğinde olan bu karton kapaktaki tasarım yetişkin olarak benim ve daha altı yaşında olan kardeşimin çok ilgisini çekti. Beraber kitabın kapağını açtığımızda küçük kardeşim "bu kitapta resimler var ben de okuyabilirim." diyerek sevindi. Hakikaten de okuma yazma bilmeyenler için de kitabın olay örgüsünü anlatan sade ve açıklayıcı çizimler vardı.
Kitap ile ilgili ilk izlenimlerimi edindikten sonra okumaya başladım. Ben okumaya mı başladım yoksa kitabın hikayesi beni bir girdap gibi içine mi çekti bilinmez ama bir oturuşta son sayfada buldum kendimi. Kitabın hikayesi başlı başına o kadar ilgi çekici ki bir de yazarımız Şermin Yaşar, çocuksu tarafıyla hikayenin ilmeklerini muazzam işlemiş.
Kitaptaki ana karakterimizin sabah uyandığında herkesin ama herkesin davranışlarının tuhaflaşması ile başlayan hikayemiz, Önce birden var olan tuhaflıkları fark etmesi ile devam ediyor. Sonra da gördüğü tuhaflıkların sebebini bulmaya çalışıyor ve en sonunda tuhaflıkları çözerek tekrardan eski mutlu hayatına dönmek isteyen, bunun peşinden koşarken başından geçen olayları anlatıyor.
Bir gecede bitirebileceğiniz çocuklarınızla ya da ufak kardeşlerinizle eğlenerek okuma etkinliği yapabileceğiniz hem eğlenceli hem öğretici hem de günümüz dünyasındaki mutlu olmayı unutan insanları eleştiren okunası kitap.
yeniçeri ocağının nasıl kurulduğunu, yeniçerilik ruhunun nasıl oluştuğunu ve hangi evrelerden geçerek ilerlediğini, Hacı Bektaşi Veli'nin duasıyla başlayan ve Adnan Menderes'in idamıyla (kitapta) son bulan, Osmanlı tarihinin hem gururu hem de yüz karası olan yeniçeriyi tarihin içinden bizlere sunan bir tarih kitabıdır.
İstanbul'u fetheden yeniçerinin nasıl olur da imparatorluğun en büyük kösteği olur sorusunun yanıtını sağ görüşlü Necip Fazıl'ın hiç acımadan tüm gerçekliğiyle ortaya koyduğu bu kitabı okurken Osmanlı'nın altı yüz yıl yıkılmamasına çok şaşırdım.
Tarihe merakı olan birinin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kitap kendine içine çeken bir kara delik gibi. Ben bir kitabı okurken böyle sürüklendiğimi hatırlamıyorum. Bir oturuşta bitirdiğim nadir kitaplardan olan Fahrenheit 451, çok etkileyici bilim kurgu romanı. Gerçekten kendinizi o kurgulanmış evrende gibi hissediyorsunuz. Her an sanki sizin de eviniz kitap okuyorsunuz diye yanacak gibi. Kitabı okurken hissedilen garip korkunun sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Baş karakterimizin çalıştığı meslek itfaiyeciliktir. Romanın evreninde itfaiyeciler kitapları yakıyorlar. Ya yaktığımız kitaplar güzel bir şeyse diye içine kuşku düştükten sonra tüm hayatı değişen karakterimizin. Hem içsel çatışmasını hem de kitap yakmayı reddedikten sonra yaşadığı zorlukları anlatan mükemmel ötesi bir bilim kurgu romanı.
Kitabın kapağına işlenmiş kar taneleri beni kitaba çekmişti. Kitabın kapağı gibi içerisindekiler de gayet etkileyiciydi. Zamanınız varsa tek oturuşta bitirebileceğiniz çok sürükleyici bir kitap. İki zıt kutup olan K.O ile Wynn!ın nefretten aşka dönüşen aşk serüvenini kendine bağlayan bir dille aşırı tatlı anlatan yazarımız, Hikaye içerisindeki karakter ve inanç tartışmasını çok iyi anlatmış. Nefret ederek tanışan, romantik bir akşam yemeğiyle sevgili olan, sevgili olduktan kısa bir süre sonra fikir ayrılıkları yüzünden ayrılan ama sonra çok daha güçlü bir bağ ile birlikte olan çiftimizin hikayesini anlatan çok güzel bir kitap
Kitaptaki zaman geçişleri biraz kafa karıştıran bir kitap. Sevmediği bir kadınla evli olan adam aşık olursa neler olur diye düşünerek kitabın önermesini oluşturan yazarımız, İyi bir konuyu ortalama bir anlatımla kaleme almış. Betimlemeleri güzel ama tam da isteneni veremiyor. Bu güzel konuyu ortalama üstü anlatmasına rağmen berbat bir final ile bitirdiği için kitabı pek sevemedim.
Psikoloji ve sosyoloji gibi birçok alandan yardım alarak tüketiciye ürün satmak için uygulanan en basit subliminal reklamlardan toplumun manipülasyonundaki bilimsel deneylere kadar günümüze kadar var olmuş tüm bilinçaltı mesajlarını sade bir dille inceleyen okunası bir kitap.
Mısırdaki firavun hükümdarlığını 1. hanedanlıktan son firavuna kadar anlatan ve sıkıcı bir anlatımı olmayan başarılı bir kitap. Firavun isimleri akıcılığı engellese de akıcı ve sürükleyici bir anlatım
Aziz Nesinin şiirleri hem akıcı hem haz veren türden. Neredeyse aşkın tüm şekillerini ele almış. Ayrılık, özlem, kavuşma ve bir çok aşk duygusu... Güzel seven insanların kendini bulduğu şahane bir şiir kitabı.
