Ben, Albus Dumbledore bile Görünmezlik Pelerini'ni reddetmeyi en kolayı bulurdum; bu da, ne kadar akıllı olsam bile, gene de hâlâ herkes kadar büyük bir budala olduğumu gösteriyor.
Hikâyedeki üçüncü kardeş ("en alçak gönüllüsü ve aynı zamanda en bilgesi") bir keresinde Ölüm'den ucu ucuna kurtulmuş biri olarak en büyük umudunun ölümle bir sonraki buluşmalarını elinden geldiğince ertelemek olduğunu anlayan tek kişi.
Hayattaki hiçbir erkek ya da kadın, ister sihirli olsun ister olmasın, fiziksel, akli ya da duygusal, incinmenin bir biçiminden kaçınamamıştır. Acı çekmek nefes almak kadar insanidir.
“Annen seni kurtarmak için öldü. Voldemort’un anlayamayacağı bir şey varsa, o da sevgidir. Annenin sana olan sevgisi kadar güçlü bir sevgi ne derin izler bırakır, bunu anlayamaz. Yara izine benzemez bu, gözle görülmez... böylesine yürekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur. Tenine işlemiştir bu. Quirrell’ın içi nefret, hırs, tutku doluydu, ruhunu Voldemort’la paylaşmıştı o; sana bu yüzden dokunamadı. Güzelliklerle yaratılmış birine dokunmak onun gibilere acı verir.”
“İnsanın hiç yeteri kadar çorabı olmuyor,” dedi Dumbledore. “Bir Noel daha gelip geçti, bir çift çorap veren olmadı. Herkes bana kitap armağan ediyor.”