İçimizde Yaşayan Gerçek Martı Jonathan'lara
Uçmak, sınırları aşmak, öğrenmek, görebilmek, kendini bulmak ve istemek, gerçekten istemek...
Bu kitap, neden süregelen eylemleri sualsiz sürdürdüğümüzü sorgularken, uçmanın ayrımına varabilmeyi öğretiyor.
Gerçekten de '' öğrenecek ne çok şey var ''
Öğrenmenin yeni öğrenmeleri doğurduğunu ve bu ''öğrenmek'' eyleminin sonunun olmadığını bir martı vasıtasıyla anlatmış ''Richard Bach''
- Sen yapamazsın
- Senin doğan bu
- Bırak şu boş işleri
- Bu yaptıkların karın doyurmaz
diyenlere inat yapmalı ve onlara yanıldıklarını göstermeliyiz.
'' Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi, ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz! ''
En önemlisi özgür olabiliriz!
Kendini aramak, bulmak ve sınır tanımamak gerek,
Kendine kulak vermek, kim olduğunu anlamak ve hep üstüne koymak gerek...
'' Biraz gözünü açmak, şöyle bir bakınmak yetebilir belki de ancak bunu yapmaktan bile acizler ''
Böyle vurucu konuları hayvanlar üzerinden anlatmak, kanımca olaylara daha eleştirel bakabilmemize önayak oluyor.
Bir solukta bitirebileceğiniz, bazı fikirde kalan fakat uygulamaya geçiremediklerimizi hatırımıza getirecek; gelenek, görenek ve hurafelere karşı kendini arayan özgür Jonathan Livingston'un hikayesi...
Ülkemiz aydınları söz konusu oldukta, böyle bir aşağılık duygusun yoğun- hem yüksek seviyede- olarak yaşayanlardan birinin Tanpınar olduğunu görüyoruz. Tanpınar hem Osmanlı kültürünün inceliklerine hem de Batı kültürünün inceliklerine vakıf. Temel tercihi batı lehine yapmış ama kendi kültürünün hafife alınmasına kökten reddine gönlü razı değil. Bu
️Gelelim benim yorumuma yakın zamanda okudugum güzel kitaplardan biri daha idi. Okumama vesile olan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ayda'nın hayat hikayesi kendi ağzından yazılıp kardeşi tarafından kaleme alınmış. Ayda'nın annesinin onu terk etmesi ile başlayan bambaşka hayatı bir burun kanaması ile değişiyor. Asıl hikayesi aslında bir sandıkta bulduğu video kaseti ile kendini arayışa geçiyor uzun bir süre hayatında anne baba, yakın arkadaş olarak bildiklerinin ona söylediği yalanlarla değişik bir boyuta geciyor. Ve sonunda beklenmeyen ters köşe yapan bir sonla kitap bitiyor. Merak edip okuyun derim. Zevk alarak okudum tavsiye ederim.
I.Ay Işığı Sokağı
Gururlu bir kadın düşünün. O kadar gururlu ki gururunu ayaklar altına almamak için kendi bedenini, ahlaksız ve bir kadını parayla satın alabileceğini düşünen erkeksi insan müsveddelerinin zevkine terki diyar eğliyor. Bir kadın gururlu olur da kendini başkalarının altına terk mi eder? Sormayın, eder işte. Ediyor işte. Siz herkesin
"Ama çoğu insan biz körlerin yüz ifadelerini okuyamaz. Yüz ifademiz gözleri gören insanlarınkine benzemez. Özellikle de doğuştan kör olanlarınkiler. Seslerimiz normaldir ama çoğu insan sadece o ölü gözleri görüp çok rahatsız olur ve mümkün olduğunca çabuk bizlerden uzaklaşır. Sosyal açıdan daha vasıflı insanlarsa seslerini yükseltip bize
Beş Şehir
Bugün şehirlerimizin resmini çizme uğraşında olsak şüphesiz ki ya bir takım şeyleri görmezden gelip güzelleme yaparak kendimizi kandıracak yahut manzarayı tüm gerçekliğiyle çizip cemiyet hayatımızdan bir kez daha iğreneceğiz. Dertlerimizden birisi de aileden başlayarak mahalle, ardından şehre sirayet edecek şahsı maneviyi inşa etmekte hala
