İyileşmek kendiliğinden olmaz, çaba ister. Şifa bu yüzden “aramak” eylemiyle beraberdir. İyileşmek isteyen dâim aramalı, sormalı, başını taştan taşa vuran su misali kendini iyileştirecek o ırmağı gayret ederek bulmalı.
Kalabalık, lanetlinin yalnızca en yeni sığınağı değildir; aynı zamanda toplumdışı kılınmış olan insanın kullandığı en yeni uyuşturucudur.
Flâneur, kalabalık içersinde yaşayan bir terk edilmiş kişidir.
Marx'ın zaman zaman şakadan sözünü ettiği bir şey olan malın ruhu, eğer gerçekten var olsaydı, özdeşleyim yanı açısından herhalde ruhlar evreninde o güne kadar rastlanmış en güçlü ruh olurdu. Çünkü her insanı, eline ve evine geçmek istediği bir alıcı olarak görürdü.
Özdeşleyim, Flâneur'ün kalabalık içersinde kendini kaptırdığı esrikliğin doğasını oluşturur.
"Şair, gönlünce kendisi ve bir başkası olabilme gibi eşsiz bir ayrıcalıktan yararlanan insandır. Tıpkı bir beden aramak için dolanıp duran ruhlar gibi, şair de istediği zaman bir başkasının kişiliğine girer. Herkesin kişiliği ona açıktır; eğer belli yerler kapalıymış gibi gözüküyorsa, bunun nedeni o yerlerin şairin gözünde görülmeye değer olmayışıdır. "(C. Baudelaire)
Sayfa 149 - YKY, Das Passagenwerk, Çvr: Ahmet CemalKitabı okuyor