Dialog Türkce
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
bazen şunu diyorum kendime sahi sen kimsin? peki asıl soru kime göre kimim? Tanrı, toplum, akraba, aile,arkadaş, manav, bakkal kime göre kimim? tamam toplum hastalıklı bir yapı da benim marjinalliğim ne kadar rasyonel ;ne zamana kadar marjinal olacağım, yalnızlık, arada kalmışlık, kimlik, statü endişesi veya değişikliği, falan filan, birde şu var sanırım para, cemaat /cemiyet kavramı, eş arayışı veya ruh eşi arayışında ki standart, kriter vs neye göre şekillendi, kendini aşmak derken gerçekten kendimimi aştım yoksa kendimi aşma arzusu içerisinde kaygı, melankoli, toplumdan uzaklaşma/farklılaşma derken şuan topluma uyum sağlamak ile eleştirmek arasında bir yerde kaldım sanırım, nihilizm, hedonizm, entelektüel kaygılar /yalnızlık vs derken şuan nerdeyim, ne istiyorum, ne amaçlıyorum veya neyin peşindeyim, kimim ben? (kim olduğum üzerine kimlik problemleri!!!)
Reklam
Kendini yenmek kadar kutsal bir savaş, kendi sınırlarını aşmak kadar büyük bir zafer yoktur.
Stefano D'Anna
Stefano D'Anna
Ben de tam olarak böyle düşünüyorum...
"Beni yanlış anlamayın ama ben bu Filistin olayında da hani gerçekten muhafazakar hanım olup fazla bağıranları çok anlamıyorum. Sokaklara çıkmak, bağırmak, çağırmak pankartlar asmak bir hanımın işi değil. Her şey sünnete uygun olunca güzel oluyor. İsrail malı satın almıyorum. Elimden geldiğince yardım gönderiyorum. Dualar ediyorum. Çevremi uyarıyorum. Ve onların burukluğunu her an kalbimde taşıyorum. Bir hanımın bu veya diğer dini konularda fazlaca sokakta olmasını, kendini kameralar karşısında etkinliğe davet adına teşhir etmesini doğru bulmuyorum. Ki bunun erkeklere fazlaca muhatap olmak gibi bir getirisi, dindeki sınırların aşılması gibi dezavantajları var. Kaş yapalım derken elimizden olmayalım. Herkes sizin gibi acısını dile getirmek zorunda değil. He hoş yaptığınız twitler etkinlikler de iki gün sonra boşa düşüyor." (Alıntı)
Sessizliğin Huzurunda
youtu.be/OZgMlf4iVNY?si=... Hayatın telaşı içinde kaybolmak gerçekten artık çok kolay, ancak sessizliğin derinliklerinde gerçek bir huzur bulabiliriz. Belki de mutluluğun anahtarı, sade ve sessiz bir hayatta yatıyordur. Ne dersiniz? Gürültünün ve karmaşanın ortasında sessizliği bulmak, içsel dengemizi ve huzurumuzu bulmamıza
"En önemli insan yoklukla, imkansızlıkla savaşarak tüm engellere ve olmazlara rağmen kendini yaratan insandır...Kendi kendini yaratan insanlara bir gün olsun rahat yüzü yoktur. Onlar ölünceye kadar zorlukları yenmek, engelleri aşmak zorundadırlar. Başka bir çareleri yoktur..."
Reklam
"En önemli insan yoklukla, imkansızlıkla savaşarak kendini yaratan insandır... Kendi kendini yaratan insanlara bir gün olsun rahat yüzü yoktur. Onlar ölünceye kadar zorlukları yenmek, engelleri aşmak zorundadırlar. Başka bir çareleri yoktur..."
İntihar eden yazar ve şairler (3) Kaan İnce..
Şair Kaan İnce, intihar ettiğinde 22 yaşındaydı. Ankara’da ailesiyle yaşıyordu. Bir gece otobüse binip İstanbul’a gelmişti. Kadıköy Rıhtımı’nda bir otel odası tutup odasının balkonundan sabaha karşı kendini boşluğa bırakmıştı. En yakınları ve arkadaşları dahil, kimse onun neden intihar ettiğine dair kesin bir yanıt bulamamıştı. Çünkü duyarlı bir insanın nerede ve nasıl derinden ve onulmaz bir şekilde kırıldığını, o kişinin kendisinden başka hiç kimse bilemezdi. Sıcak bir buğu düşürdüler ceplerinden, kışın gelişini gözlerime yıkan gölgeler, ölüme giderken. Sonuna vardım ufuk renginin, gündüz rüyalarımda gördüğüm. Gün sayıyor kör eşgalim. Sönüyor gülüşüm, gülün bağrında ikindi vakti. Zaman çağlıyor, ömrümü biçmeden. Çölde ıssızlık sürüsü gecelerim. Pencerelerden akan yollarda usulca büyüyor hüzün. İsyan dumanları. Bir kıyı, boğulduğum. Suçluyum. Talan edilmiş sokaklara yeleler taktım, yenilgilerimi asmak için. Korku salmış düş dudaklarına. Üzgünüm....
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
bazen şunu diyorum kendime sahi sen kimsin? peki asıl soru kime göre kimim? Tanrı, toplum, akraba, aile,arkadaş, manav, bakkal kime göre kimim? tamam toplum hastalıklı bir yapı da benim marjinalliğim ne kadar rasyonel ;ne zamana kadar marjinal olacağım, yalnızlık, arada kalmışlık, kimlik, statü endişesi veya değişikliği, falan filan, birde şu var sanırım para, cemaat /cemiyet kavramı, eş arayışı veya ruh eşi arayışında ki standart, kriter vs neye göre şekillendi, kendini aşmak derken gerçekten kendimimi aştım yoksa kendimi aşma arzusu içerisinde kaygı, melankoli, toplumdan uzaklaşma/farklılaşma derken şuan topluma uyum sağlamak ile eleştirmek arasında bir yerde kaldım sanırım, nihilizm, hedonizm, entelektüel kaygılar /yalnızlık vs derken şuan nerdeyim, ne istiyorum, ne amaçlıyorum veya neyin peşindeyim, kimim ben? (kim olduğum üzerine kimlik problemleri!!!)
600 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.