Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Hayatta herkesin göründüğünden daha başka olan hikayeleri vardır, bir insanı yargılamak kolaydır ama o insanı eleştirdiğimiz noktaya getiren olayları neden sorgulamıyoruz? Acaba ne yaşadı da o hâle geldi? Bu açıdan ele almıyoruz, işte bu kitap da tam olarak bunu anlatıyor. Herkes tarafından serseri olarak görülen, hayatı alaya alan Stavro’nun
Kitap aşırı eğlenceliydi çok severek okudum kesinlikle favorim..
Flint Hopkins bir gün doğum gününde eşi, oğlu ve ailesiyle güzel bir gün geçirmiştir ama aşırı alkollüdür. Her ihtimale karşı eşi arabayı kullanmasına itiraz etseda arabayı kullanmakta kararlıdır sonra bir kaza olur ve eşi heidi ölür.
10 yıl boyunca bununla başa çıkmaya çalışmıştır her zaman kendini suçlayacaktır ama yaşaması İçin bir oğlu vardır hayata onunla tutunur. Harry otizim’li bir çocuktur keskin bir zekası ve nerde ne zaman ne söyleyeceğini, ne düşünmesi gerektiğini bilen hemen her şeyi kavrayan bir çocuk. Okurken hayran kaldım kesinlikle Harry ve Flintin konuşmalarını çok sevdim..
Flint, avukattır. Ve hukuk bürosunun üzerinde olan boş daireye bir kiracı gelir şahsen sözleşmeye bakmadan kiracıyı kabul eder. Yeni kiracısı Ellen bir müzik terapistidir. Yüksek sesli bir işi vardır hastalarına göre değişiyor bu tabi ki. Flint bu süreç içerisinde işlerine konsantre olamaz ve sürekli Ellen’e kendisine yeni bir yer bulmasını söyler. Başta gönülsüz olsa da bunu kabul eder 2 hafta içinde taşınacaktır. Bu süreç içerisinde Harry ve Ellen arkadaş olur beraber gitar çalmaya başlarlar ama bu onun durumunu değiştirmez. Ellen’in beş tane evcil Faresi vardır Harry onları çok severken Babası Flint için aynısını söyleyemem. Olaylar böyle gidiyor aşırı güzel bir kitaptı çok sevdim. Sorumluluklarını bilen bir adam ve çılgın eğlenceli bir kadın. İkisinin geçmişi beni çok üzdü ama birbirlerine hayat oldular.
Flint ve Ellen’e bir şans vermelisiniz..
Merhaba-Elveda yan yana gelince ne kadar da basit değil mi ? Hayatımız boyunca kaç kişiye söyledik kim bilir? Sayısını bilen var mı ?
O leyla ki mecnunu meczup yaptı. Gerçek aşka ulaştırdı. Ne mutlu Yola Mucnun olarak çıkıp da Meczup olana.
Eser mi ? Ben beğendim ( tabi bir kaç kelime hoşuma gitmedi ama yine de güzeldi). Her okuyanın bir gün yatmadan önce kendini sorguya çekeceği, kalbine dönüp bakmak isteyeceği tarzda bir kitap. Derdim bitmiyor sıkıntılarım geçmiyor diyen varsa, neden bitmiyor, neden geçmiyor niye hüzün var kalpte okuyunca anlarsınız...
120 syf.
6/10 puan verdi
Eskiden evleneceğiniz kişinin yüzünü evlendikten sonra görürmüşsünüz.Yazar,bu konuyu mizah katarak ele almış.Bu durumdan yararlanarak sevmediği kaymakamın kızını bir seyyaha verdiren Azmi Bey,kendi yaptığı oyuna benzer bir oyunla karşı karşıya kalıyor. Dünya güzeli sandığı bir kızla evlendiğini sanarken,duvağı kaldırdığında büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Okuduğum ilk tiyatro eseriydi. Bu durumu göz önüne aldığımda, bu tip eserlerin beni hep sıkacağı fikrini yok etti diyebilirim. Sıkılmadan okuttu kendini ama tabi karakter sayısını. az olmasının bu durumda etkisi olmuş olabilir.Yazarin ilk okuduğum kitabı olan Araba Sevda'sına baktığımda bu kitap çok daha başarılıydı.
Yazarın aslında nereye ve nasıl yaklaştığını tam olarak anlayamadığım yani ismini bilemedigim ama sosyoloji, psikoloji, felsefe ve edebiyatı harmanlamış bir ruh okuma, dil bilme becerisi ile yazılmış bir kitap oluğunu düşünüyorum. Öyle şeylerin yerini buluyor, biliyor ki onun adının gerçekten de olmuş olmasına seviniyor, sizde olan bir şeye isim veren oymuş gibi koşa koşa eteklerine yapışıyor ve ağzının içine bakıyorsunuz sanki yazarın. Bir ibadet içerisindeymiş gibi mutlu oluyorsunuz. Gerçekten kendini bilen herşeyi biliyormuş sözü oturuyor işte o zaman şuranıza. Belki de bilmediğini biliyor, biliyor olmanın bir şey değiştirmeyeceğini biliyorsunuz artık. Sırf cümlelerin altını çizip tekrar tekrar okuyabileyim diye okumuş olduğum halde kitabı edindim. Bir başucu kitabı, şimdilerde satılan başucu sürahisi gibi. Susamış ruhlara...
Furuğ, bir cesur kadın. Kendini bilen, duygularını bilen, aşkına sahip çıkan, geçmişten bugüne utandırılmaya, engellenmeye çalışılan kadın bedeninde bir özgür kuş. Kanatlarında binbir renk cümbüş ve raks içinde. Uzanıp zamanın ötesine, varlığını haykırmış her can tanesine…
Çok sevdim seni ey Furuğ, yeni tanıştım senle. Sana yazılmış şiirler, ağıtlar vardı kitabının son bölümünde, diyordu ki içlerinden biri:
Zira gerçek ölüm utancın kölesi olmaktır.
Ben de ekleyeyim o halde devamını: “Ölümsüzlük korkmadan sen gibi yaşamaktır.”
