Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…
“Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar!
Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…”
~ Charles Bukowski ~
Öncelikle söze, hiç Atay okumamış biri, Atay okumaya bu kitapla başlayıp da kitabı yarım bırakma gafletine düşmesin diye başlamak istiyorum.
Atay'ı okumaya başlamadan önce biraz araştırma yapmak gerekiyor. Nasıl bir dönemde yaşamış, kimlerle birlikte olmuş, kimlerden etkilenmiş vs. Tabii bu durum bütün yazarlar ve kitaplar için geçerli ama eğer
“Hangi çiçek, diğerini ‘sarı açtı’ diye ayıplar? Hangi kuş, ‘farklı ötünce’ diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar.”
Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…
"Kim kalbinden vazgeçecek kadar kendini bir şeye adayabilir ki?"
"Onu da göreceksiniz" demişti bana.
"Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?" diye söze girmişti kızılderili. "Onlar ne olacak?"
"Onlar da göğüslerinde bir et parçasıyla, canlı canlı çürüyecekler.
Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!"
"Hangi çiçek, diğerini "sarı açtı" diye ayıplar?
Hangi kuş, "farklı ötünce" diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar!
Her şeyi bulup kendini bulamayanlar..."
Hangi çiçek diğerini "sarı açtı" diye ayıplar?
Hangi kuş "farklı ötünce" diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar...
Ah insanlar! Her şeyi bulup kendini bulamayanlar...
Charles Bukowski
“Türkiye komünist talebe derneği başkanı Salih Gökkaya. Ömrünün büyük bir kısmını komünist faaliyetlerine adamış Yugoslav Devlet başkanı Tito'nun şeref konuğu bile olmuştur. Bir otobüs yolculuğu sırasında tanıştığı genç bir öğretmen hidayetine vesile olmuştur. Hidayetin nereden geleceği belli olmaz ya. "Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar; saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur. Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir." (En'am /125). Bu kitabın en güzel tarafı yaşanmış bir olay olması. Ömrünü komünizme adayan insanın otobüste tanıştığı genç öğretmenin Risale-i Nur vasıtasıyla ona İslam'ı adeta ilmek ilmek adamın beynine işlemesi harikulade anlatılmış. Kendini arafta hisseden, boşlukta olan, Allah'a inanmayan, Allah'a inanıp da şüpheleri olan herkese tavsiye ederim kendinizi bulacaksınız.."
“Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar?
Hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar?
Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.
Ah insanlar!
Her şeyi bulup kendini bulamayanlar…”