Maintenant III: Oscar Wilde Yaşıyor
1913 yılı, 23 Mart gecesiydi. Eğer o kış akşamı hâlet-i ruhiyemi anlatmak isteseydim derdim ki hayatımın en kayda değer anlarıydı. Hayatımın acayipliklerini sunmak istiyorum size, doğasını garipliklerimin; tiksinç doğamı, beni daima doğru bir yola sevk olmaktan alıkoysa da asla hiçbir şeye değişmeyeceğim doğamı: bazen dürüst kıldı beni, bazen
İnsan tutkuları bilmecesi şeylerdir ve bu, çocuklarda yetişkinlerinkinden farklı değildir. Buna yakalananlar ne oldugunu açıklayamazlar; benzeri bir şeyi hiç yaşamamış olanlarsa kavrayamazlar. Bir dağ doruğuna ulaşmak uğruna hayatını tehlikeye atan insanlar vardır. Nedendir; hiç kimse, kendileri bile açıklayamazlar. Kimisi, onun adını bile duymak istemeyen birinin gönlünü fethetmek için kendini harap eder. Bir başkası, damak zevkine -ya da şişeninkine- karşı koymadığı için kendini mahveder. Bazısı, şans oyunlarında kazanmak uğruna bütün varını yoğunu verir ya da her şeyin asla gerçek olmayacak bir saplantı uğruna feda eder. Kimisi, ancak olduğundan başka türlü olursa mutlu olabileceğine inanır ve hayatı boyunca dolanır durur. Bazısı da güç sahibi olmadan huzur bulamaz. Kısacası, ne kadar değişik insan varsa, o kadar tutku vardır.
Reklam
Fakat problemlerle çocukluk yıllarında tanışmış bir kişinin problemleri birbirinden ayırt edecek yeteneği gelişmez.Yıllar sonra da olsa, bütün problemler hep kendisini bulduğunu her şeyin üst üste geldiğini zanneder.Her problemi, birbiriyle bütünleştirdiği için yeni bir problemi duymak istemez, duyduğu küçücük bir olumsuzluktan çok çabuk etkilenir.Bu durum kişiye kendini sürekli tükenmiş ve yetersiz hissettirir. Yaşam enerjisini tüketir.Sürekli yorgun ve depresif bir hayata mecbur kılar.
Sayfa 58 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Sahibi olduğumuz şeyleri bunlardan yoksun olanlarla bölüşmemiz gerektiğine dair tarih boyunca ne güzel sözler edilmiştir! Ama kim ki bu güzel sözleri hayata geçirmeye kalkmıştır, derhal yüz geri etmiş ve bütün bu yüce duyguların hayatta değil yalnızca şiirsel yapıtlarda güzel durduğunu söylemiştir. Yalan, kendine saygı duymak değil, kendini aşağılamaktır deriz hep; gelgelelim bütün uygar hayat aşağılık bir yalandan başka bir şey değil. Böylece hem kendimiz ikiyüzlülüğe alışıyoruz, hem de çocuklarımıza kendi ellerimizle ikiyüzlü kolmayı öğretiyoruz. Akıl da ister istemez bu durumun etkisi altında kaldığı için, kendimizi sahte akıl yürütmelerle, sofizmle yatıştırmaya çalışıyoruz. İkiyüzlülük ve sofizm uygar insanın ikinci doğası olmuş durumda.
"Mesela ben şimdi sizi, kalbinizin ve ruhaniyetinizin, makamınızın derecesini anlayamam, hakkı ile göremem. Çünkü dünya gözüyle bakıyorum. Ama mesela gözüm açılmış, algım artmış ve insanları ve nesneyi, canlıyı da, cansızı da, eşyayı da olduğu haliyle görebilsem… Taşın iç âlemini sezebilmek, bir yudum sudan aldığımın yüzlerce misli bir tat alabilmek. O yüzden bir tane zeytinle doyabilmek, mesela. Böyle gümrah bir algı, bir açıklık ve yaşadığının ve altındaki üstündeki havanın farkında olabilmek, kendini bunların tam içinde ve zerresinde, kendini bunlardan duymak, ayırt etmemek, bir yandan her şeyi ayırt edebilmek… Güzel şeyler tabii ki." Şule Gürbüz/ Birartıbir Söyleşi
Geceleri açık pencerenin önünde oturup kendini terk edilmiş sanmak, kendini yetişkin insanlardan farklı hissetmek, başkalarını gülüşlerinden ve alaylı bakışlarından kuşkulanıp kimse tarafından anlaşılmadığına inanmak, hiç kimseye kendini anlatamamak ve kendisini anlayabilecek birine özlem duymak. İşte aşk bu olmalıydı!
Sayfa 53 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sana ben olmalıyım, ayaklarımdan ötürü gezinirdik Sevişir, bir derinliğe çıkarırdık kendimizi Adımlar atardık insanlık gürültüsünde; Birinin acısında gibi doyulmaz inceliklerle Kaçıyor gibisine belki ölümden, korkudan, sesten Yere bir şeyler düşürürdük uzanıp almak için yeniden Dursak, ya da bir durmada görünsek Hiç değil bununla yetinsek azıcık da Ama ne gezer! şaşmaya ev hazırlar gibi Sürükler bizi Dünyanın kendini tekrarlaması elmada Kendini; leoparda benek. Ben derim; sana olmak, seni duymak, seni yürümek Besbelli seni büyümek kendimde Ellerim kendini tekrarlar sen deyince.
Sayfa 61 - Yapı Kredi Yayınları, 4. Baskı, İstanbul, Şubat 2019Kitabı okudu
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Merhabalar #ölmüşbirkadınınevrakımetrukesi #güzidesabri Fazla hisli ve romantik ruhun temsilcisi Güzide Sabri, romantik maceralarla halkın çok çabuk harekete geçen acıma duygularından faydalanan romancı olarak görülür. Santimantal ve melodram eserleri veren yazar aslında bu eserlerle yaşamdan ayrıştırılan, zorla evlendirilen, ekonomik
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi
Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı MetrukesiGüzide Sabri Aygün · İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,163 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.