"Halbuki benim için açıklık içermeyen
bir sevgi olamaz. Sevgi, kendini açmak,
olduğun gibi göstermek, karşındakini de
değiştirmeye çalışmadan, olduğu gibi
kabul etmek, anlamak ve sevmek değil de
nedir?"
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
En güzel köprü,ihtirastan tevekkülle kuruludur. Oradan yürü korkma, Vazgeç vazgeç! Tevekkülüm bir duruşu vardır; yorgun ve sinirleri tamamıyla gevşemiş kolların sarksın; omuzların düşsün; başın arkaya devrilsin; ciğerlerinde sıkışmış demir hava erisin ve açık ağzından boşalsın; rahat nefes al; gözlerini yarı yum, kırp, süz, kendini bırak, bırak, bir milyon arzu içinde boğulmuş olsun, onların artık hiç kımıldamadıklarını, aziz iaşeleri ile muhayyilende serpilip yattıklarını heyecansız seyret. Ölümlü dünyada bir lahza yaşayabilmek için, o mahzanın binde biri içinde bin aziz şeyin telef olacağını bilmek ve kabul etmek ve sineye çekmek lazım. Ver, daima ver; daima harca; daima feda et. Dünyaya almak için değil, yalnız vermek ve yalnız feda etmek için geldiğini düşün. Her şeyden vazgeçen, her şeye malik olur. Her felakete hazır ol!
Kendini sevmek ve onaylamak, kendine güvenmek, layık olduğunu düşünmek ve kabul etmek kafamızın içinde bir düzen yaratır. Bu da yaşamınızda daha sevecen ilişkiler, yeni bir iş, yaşayacağınız yeni ve daha güzel bir yer sağlar.
Narsistik Çift : Tolstoy ve Sonya [okumak isterseniz diye bırakıyorum]
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tolstoy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlüklerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan