Kitle, içinden halen sanat yapıtları karşısındaki alışılagelmiş bütün tutumların sanki yeni doğmuş gibi çıktığı bir kaynaktır.
Nicelik, niteliğe dönüşmüştür.
Çok daha büyümüş ve katılanlardan oluşma kitleler, katılmanın değişik bir türüne de kaynaklık etmiştir. Bu katılmanın önce yoz bir biçimle ortaya çıkması, izleyiciyi şaşırtmamalıdır. Ancak
Selamlar. Saklı Gerçekler güzeldi. Neva Altaj'dan okuduğum üçüncü kitap olduğunu düşünüldüğünde serinin genel olarak tahmin edilebilir hikayeler içerdiğini söyleyebilirim. Yazarın dili çok güzel, kitaplar kendini bir solukta okutuyor ama hikayeler basit. Okuyucuyu yormuyor. Mafya kurgusu olduğu için dark romance kategorisine girebilir tabii ama yine çerezlik diyebileceğimiz bir kitaptı benim için.
Sergei bomba hayranı deli kahramanımız ve Angelina babasını öldüren adamla evlenmemek için kaçan kızımız. Segei ve Angelina arasındaki ilişki çok tatlı ilerliyor. Sergei travma sonrası stres bozukluğu olduğu için bazı zamanlarda öldürme moduna geçiyor. Mantık şalterlerini kapattığı ve sadece yok etmeye odaklandığı anlar olduğunu düşünün. Angelina böyle zamanlarda Sergei'den uzak durması için uyarıldığı halde tabii ki bu uyarıyı dinlemiyor ve Sergei'le iletişim kurmaya çalışıyor. Derken Angelina'nın Sergei'in nöbetten çıkmasını sağladığını fark ediyorlar ve ilişkileri gelişmeye başlıyor.
Kitabın sonlarına doğru Angelina yerleşkeye dönmesi için şantaj yapıyorlar ve Angelina, Sergei'yle konuşup çözüm bulmak yerine şantaja boyun eğmeyi seçiyor. Tabii ki Sergei çok geç olmadan durumu anlıyor ve Angelina'yı kurtarıyor ve kitap mutlu mesut bitiyor.
Velhasıl arkadaşlar kitap güzeldi. Yüksek bir beklentiyle okunmadığında gayet keyifli çerezlik bir kitaptı benim için.
"insanları öldürme fikrinden ben de hoşlanmıyorum. kimyadan bile hoşlanmıyorum."
"neden hoşlanıyorsun?"
"müzikten. sayılardan. denklemlerden. onlar kelimelerden farklıdır. onlar... birbirine girmez."
"keşke kızlarla denklemlerin dilinden konuşabilseydin."
uzun bir sessizlik oldu. sonra gözlerini halkada oluşturdukları çentiğe diken wylan, "sadece kızlarla mı?" dedi.
jesper sırıtmamak için kendini tuttu. "hayır. sadece kızlarla değil. muhtemelen hepsinin bu gece ölecek olması gerçekten yazıktı.
ÖNEMLİ: İngilizce versiyonunu okuyup, yorumu ona göre girdim.
İki bölümden oluşan kısa bir roman, insanlardan nefret eden, afyon bağımlısı bir anlatıcının kâbus gibi vizyonlarını serbest bırakıyor. Anlatıcı, küçük bir odada tek başına yaşıyor gibi görünüyor ve geçimini kalem kutusu kapakları boyayarak kazanıyor. İlk (ve çok daha ilginç) bölümde,
Sanki kendini kontrol altında tutuyormuş gibi bir nefes alıp veriyor. Konuyu zorlamıyorum ya da bir şey söylemiyorum, hikayeyi istediği gibi anlatmasına izin veriyorum.
Ama ayrıntıları onun ağzından duyarsam, öldürme çılgınlığında ona katılabilirim. Bu işe karışan diğer herkesi öldürmeden onun yıkılıp bana ne yaptıklarını anlatmasını duyacak kadar güçlü olduğumu sanmıyorum.
Kendini öldürme fikri yüreğinde şok yaratmayınca, yapayım bari, diye düşünmüştü. Öyle basit bir düşünceydi ki! Tartışmaya bile değmeyecek bir düşünce. Fasafiso.