Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“başkalarının mutlu olmalarını istemek bir erdemdir”
İnsan ansızın bir şeyin farkına varıverir. Belki öteden beri bildiği, ancak şimdiye kadar inanmak istemediği bir şey. Ölümcül bir hastalığın kaçınılmaz belirtilerinin uzun süredir farkında olan, ama bunun yaşamını eskisi gibi sürdürmesini engelleyemeyeceğini kendisine karşı inatla savunan biri gibi. ......... Ama sonunda, şiddetli ağrılarla kıvranılan bir anda gerçekle yüzleşilir. Her şey dehşet verici bir kesinlikle ortadadır artık. O andan başlayarak yaşam biçimi tam anlamıyla yön değiştirir. Yaşamda kutsanan, üstün tutulan değerler ansızın anlamını yitirir, hatta tiksindirici olur.Kişi çevresinde umutla sarılabileceği bir şey aranır. Ne var ki, tamamen silahsız ve tek başınadır. Bu dünyada şimdi onu kemiren hastalıktan başka bir şey yoktur. Sadece iki kaçış yolunun kendisine açık olduğunu görür: Kendini tedavi ettirmek ya da ölene kadar hastalıkla bir arada yaşamaya alışmak. Ancak hangi yola yönelirse yönelsin, düşüş hızı her saniye giderek artar.
Reklam
"İnsan doğaya egemen olmak için yeni ve daha iyi araçlar yaratırken bu araçların ağına düşmüş ve onlara anlam veren -asıl ereği- kendini yitirmiştir. Doğanın efendisi olma süreci içinde kendi ellerinin yapmış olduğu makinenin kölesi haline gelmiştir."
Sayfa 14 - Bölüm 1. SorunKitabı okudu
Akıl başa bela
İnsanın kutsanması olan us, aynı zamanda onun lanetidir de, Us, onu içinden çıkılmaz bir ikiye-bölünmüşlüğün içinden çıkma ödeviyle başa çıkmak üzere sürekli olarak zorlar. Bu yönüyle insansal varoluş, tüm öteki canlılardan farklıdır. İnsan, sürekli ve kaçınılamaz bir dengesizlik durumu içindedir. Onun yaşamı kendi türünün örneğini yineleyerek «yaşanılamaz». İnsan, yaşamaya mecburdur. O, canı sıkılabilen, hoşnutsuzluk duyabilen, cennetten çıkarıldığını hissedebilen tek hayvandır.
Sayfa 82 - Say YayınlarıKitabı okudu
Her insanın olabileceği en elverişli bir şey vardır, asla olamayacağı şeyler vardır. Birçok kişi olamayacağı şeyi olmaya çalışarak ve olabileceği şeyi ihmal ederek hayatını heba ediyor. Bu yüzden bir insanın zihninde öncelikle ne olabileceği ve ne olamayacağı, sınırları ve olanakları konusunda bir imge olması gerekir.
Sayfa 19 - Say Yayınları 12.Baskı Çeviren: Necla Arat
En temel varoluşsal ikiye-bölünme, yaşam ile ölüm arasındakidir. Ölmek zorunda olduğumuz olgusu insanın değiştiremeyeceği bir olgudur. İnsan, bu olgunun bilincine varmıştır ve bu türden bir bilinçlilik onu derinden etkiler. ***
Sayfa 85 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsan olmak mı daha zor, İnsan kalmak mı ?
* İnsan kendisine, kendisinin ve varoluşunun anlamının hesabını vermek zorundadır. *
Sayfa 84 - Say YayınlarıKitabı okudu
Erdem, insanın kendi varoluşuna karşı sorumluluğudur. Kötü, insanın güçlerinin sakatlanmasından oluşur. Kötülük, (erdemsizlik), insanın kendisine karşı sorumsuzluğudur.
Sayfa 29 - ilya yayınlarıKitabı okudu
* Zekâ testlerinin çoğu, bu tür düşünmeye uydurulmuştur. Onlar, us ve anlama yetisinin güçlerini ölçmekten çok, insanın belli bir duruma ansal olarak uyarlanmaktaki hız konusundaki güçlerini ölçerler. *
Sayfa 150 - Say YayınlarıKitabı okudu
* «İnsan, yaşamı uğruna sahip olduğu herşeyi verecektir» ve Spinoza'nm deyişiyle, «Bilge kişi, ölümü değil, yaşamı düşünür.» *
Sayfa 86 - Say YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.