Naçizane tavsiyem şudur ki asla kendine “Nasıl olsa bu beni geri kabul eder.” muamelesi yapılmasına müsaade etme. Sana değer vermeyen, birlikteyken kıymetini bilmeyen kişi seninle birlikte olmayı hiç hak etmeyendir. Birilerinin yedeği, ne zaman isterse dönebileceği yer olmayı kabullendiğin an aynı zamanda adi birisinin oyuncağı olmayı da kabul ediyorsun.
Son aşama olarak, tüm uğraşlarına rağmen olmuyorsa ve önüne sürekli engeller çıkıyorsa gereğinden fazla kasılma. Mutlaka ama mutlaka olmaması senin hayrınadır. Zaten bu zamana kadar sırf sen çabalamışsan ve bir şeyler sadece senin uğraşınla olacaksa bırak olmasın. Tercihini senin için çabalayan insandan yana kullan. Seni umursamayan biri için kendini hırpalama. Ne kadar seversen sev, yine de bırak gitsin. Çünkü katiyen düzelmeyecektir
Kitap üç bölümden oluşuyor. Elizabeth'in üç gezintisi. Üç durak... İtalya'da da geçmişi onu takip ediyor. Peki? Ama Lizz geçmişini silmek için bu yolculuğa çıkmıyor. Dönüştürmek, onarmak için tüm bu izlediği duraklara koşuyor. Zevkin, seksin şehri Roma'da kâh dil kursundan arkadaşları kâh çılgın ablasıyla farklı bakış açılarından İtalya. Sonrasında bir ters köşe.. Hindistan... Burada bir gurusu var. Aşram dedikleri meditasyon köyünde aylarca sessizliğin içinde kendini ve tanrısını buluyor, dinliyor. Bu sefer bir mekâna değil yolculuk. Ufacık köşesinde içine doğru.. Yolculuk Endonezya'da bitecek mi? Endonezya bölümünü ya da otuz altı hikâyeciği okumayı çok istemekle beraber yarıda bırakmak zorunda kaldım. Belki bir gün Endonezya'daki arkadaşım Lisda'nın yanına gittiğimde yeşilliklerin, pirinç tarlalarının içinde okurum. İyi okumalar ...
Ey insan!Bu kitabı sana ithaf ediyorum başının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecir ile başlayan asır kararıyorVe sana tek bir ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı Uranyumda değil Senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın Korkunç tahrik aletinin atlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihin hiçbir devrinde kendine bu kadar yabancı bu kadar hayran ve düşman olmadın. Labaratuvarında aradığın, incelediğin, oyduğun, dibine indiğin, sırrını değiştirdiğin her şey arasında yalnız ruhun yok. Onu beyin hücrelerinin bir üfürüğü sanmakla başlayan Muhtiş gafletin, 30 yıl içinde gördüğün iki muazzam Dünya Harbinin kan ve gözyaşı Çağlayanlarında en büyük dersi arayan gözlerine bir körlük perdesi indirdi. Bırak şu maddeyi boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne,kov şu kemmiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah’ını. Kendine dön kendine bak kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu halde her biri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan Teknik mûcizelerinin yanında senin için zıtlıklarını ellemeye yarayacak ve seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan manevilere ve mukaddeslere inan. Onlar hakkında bu kadar küçükçe düşünmekten utan. Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metotlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at. Orta çağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrâkinin kapalı dünyası içinde kalma.
Acaip bir kitaptı ya bilmiyorum neden bu kadar uzun sürdü ama gerçekten iyiydi
Sapık insanların varlığı gerçekten ürkütücü ve kızımızın yaşadığı şey gerçekten çok zor birşeydi kendini toplayan ve güvenen kadınları seviyorum ve burda onu görüyorsunuz
olayların dur durak bilmemesi ve sürekli bir şeylerin olmasi kitabı akıcı hale getirmis
Güzeldi polisiye iyiydi ama aşk konusunda öyle demeyeceğim . Ama sean dan önce ben nedense polisi bekledim hiç alaka bulamadım neyse güzeldi okunabilir bir polisiye derim
Önce kendini sev. Önündeki tek engel sensin.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Çok sadece bir dili olması hoşuma gidiyor. İsminden yola çıkarak biraz daha frekans tarzı bir kitap sanmıştım ama yine de beğendim. İlişkilere, isteklerimize kısaca BİZE yönelik sorular ve cevaplar var. İçerisinde farkındalık yaratan birkaç test bile mevcut. Basit gibi görünse de çoğu kişi kendini, güçlü yönlerini, isteklerini tanımlamakda zorluk yaşıyor. Travmalar, anksiyeteler, öfke sorunları..Şu an hemen herkes bunlara sahip malesef. İşte bütün bunların üstesinden gelip daha sağlıklı iletişim kurmak ve daha iyi hissetmek adına önce bunların farkına varıp kendimizi çözmemiz gerekiyor. Gerçekte kim olduğumuzu. Beklentileri, aile yapısını, ilişkileri bir kenara bırakıp dürüstçe cevap verebilmemiz gerekiyor. Çünkü biz iyi olursak, üstesinden gelemeyeceğimiz bir şey yok. Anahtar kelime iyi hissetmek..
Çok yalın, kolay okunan, hızlıca bitecek bir kitap..Çoğunu biliyoruz gibi geliyor yazanların ama açıklamalardan ziyade yazarın araya sıkıştırdığı birkaç yorumu gerçekten çok etkileyici.
Tavsiye ediyorum.
Keyifli okumalar
Kitabı çok zor okudum. Bilimsel temelli psikolojik tavsiyeler içerdiğini sanıyordum ama asla değilmiş. Spiritüalizm, Şamanizm üzerinden '' kendini sev, stresten uzak dur'' gibi yüzeysel tavsiyeler veriyor sadece. Tam biraz evet şimdi saçma gelse de akıcı olmaya başladı dediğim noktada, meditasyon cümleleri başlıyor.
