Profesör, kutunun içine eliyle yazdığı bir zarf ve mektup bırakmıştı. Zarfın üzerinde ''Kerem Baltacı'' yazılı olduğunu görerek hayret ettim. Zarf yapışık değildi, açıp okudum. Max, ''Dear Kerem'' diye başladığı mektupta, Kerem'i tanımaktan çok memnun olduğunu, 80 yıldır elinde olan bu kemanı ona hediye etmekten büyük bir zevk duyacağını yazmıştı. Onun gibi ''yetenekli olduğu herhalinden belli olan bir genç adam''ın keman çalmayı öğrenerek bu enstrümana tekrar hayat vermesinin kendisini mutlu edeceğini eklemişti. Mektubu türkçe olarak şöyle imzalamıştı. En Büyük Ajan Max
KEREM GİBİ
Hava kurşun gibi ağır!Bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
Koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum…
O diyor ki bana:
– Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem gibi yana yana…
Deeeert çok, hemdert yok
Yüreklerin kulakları sağır…
Hava kurşun gibi ağır…
Ben diyorum ki ona:
– Kül olayım Kerem gibi yana yana.
Ben yanmasam,
sen yanmasan,
biz yanmasak,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..