vay rakım'da sevinç! vay rakım'da teşekkür! hem de duygularının göstergesi olan gözlerine yaş dolarak bir teşekkür, ama kime? kendisi gibi bir öksüze bu kolaylığı açmış olan kerem sahibi Cenabıhakk'a
-Gece ile Gündüzün Münazarası-
Gece ve gündüzün birbirlerine üstün gelmek için
Münazara sırasında gösterdikleri delilleri dinle.
Bu, gönülden gam ve kederin şiddetini uzaklaştıran bir
sergüzeşttir.
Onlar üstünlüklerini ispatlamak için mücadeleye giriştiler.
Bu övme ve kınama konusunda şöyle sözler geçti:
Gece: Tanrı gündüzü geceden yarattığı
Buluşmaların bitirildiği, karşılıklı gözle temasların kurulup bakışların dile geldiği ve kucaklaşarak hasretin giderildiği zamanlar hızla tükeniyor. Artık samimi muhabbetler yapmak yerine mesajların atıldığı, duyguların emojilerle ifade edildiği düşüncelerin kısa ve (ç)alıntı paylaşımlara indirgendiği... İnternet bağlantısının sürekli aktif olması için büyük gayretlerin gösterildiği... İnsanların telefon veya tabletlerinin ansızın şarjı biter diye hep endişe duyduğu... Ve yapılan paylaşımların çok beğenilmesinden duyulan sevinç veya az beğeni almasının oluşturduğu gerginliklerin yaşandığı bir zamandayız..
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Kur'ân'ın tek mânâsıyla tilâvet hakkı aşağıdaki şartlara bağlıdır:
- "Arabî tercüme ve edebî bilgilere, yâni belâgatin üç fennine eksiksiz bir vukuf ve nüfûz... Tecvide âit kaideler üzerinde de tam bilgi... Mevcut tefsirler ve bütün Kur'ân ilimlerine sahiplik... Ondan sonra lisânını kötülükten koruma, kalbini mâsivâdan boşaltma, zâhirini Şeriatla ziynetlendirme ve ruhî huzur... Emirlerde haşyet duygusu, yasaklarda sakınma hissi... Kıssalar ve mesellerde hikmet ve ibret nazarı... Vâitlerde sevinç ve ferahlık, cezâ ölçülerinde korku ve gözyaşı... Yâni emre âit âyetlerde emre uymakla beraber onu kemâliyle yerine getirememekten haşyet duymak, yasak işlerde onları kötü görme kanaati içinde bir daha işlememek azmini beslemek, kıssa ve mesellerdeyse tam bir basiret ve ibret nazarına sahip olma ve kıssadan hisse ne olduğunu anlamaya çalışmak... Lütûf ve kerem vadedilen yerlerde Hakkın ihsanından ümit sahibi olarak sevinmek, azap ve "ikab-ceza" bildirilen yerlerde de korkuya düşmek ve gözyaşı dökmek... Bu şartlar altında Kur'ân okuyan, bâtınî safaya eriş nisbetiyle, Şeriat ve doğru akıl dairesinde de Zâtî aşk esrarı ve türlü keşiflerle teselliye erer...
Sayfa 67 - 68 Râbta-i Şerife'ye Ek. -Kur'ân-Şeriat-Din-Millet-, Kur'ân'ın Tilâvet Hakkı, 4. Basım, Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
_Ben sana bok demem. Boklar duyar ar eder. Bir zerren düşse boka, onu da mundar eder. Tanrı senin hamurunu, necasetle yoğurmuş. Anan seni sıçar iken, yanlışlıkla doğurmuş.
_Rakı, şarap içiyorsam sana ne? Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye. Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
_Göbekler perçin olmuş, hava geçmez aradan.
Tarzları, hayatları, çağları, a’dan z’ye her şeyleri çok farklı olsa da, en az Dante kadar çok sevdiğim (sevgim salt isim benzerliğinden olmasa da ses uyumu bile mutluluk sebebimdir) bir yazar olan -ki bu sevgiyi tüm yakın dostlarım bilir- John Fante’nin, dikkatle takip ettiğim okurlarca ele alınması ve beğenilmesi (beğenilmemesi imkansız zaten) benim için çok büyük bir sevinç kaynağı oluyor. Büyük uğraşlarla tamamladığım Fante külliyatımı paylaşarak siz değerli dostlarıma bir kılavuz olarak sunmak istedim. Ayrıca Ben Pleasants ile John Fante arasındaki diyaloglardan oluşan bir kitaptan (Fante hayranlarına çok eğlenceli ve bilgi dolu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum) çok kısa bir alıntı paylaşmak istiyorum. Alıntıda, henüz Los Angeles Yolu (1933’te yazdığı ilk kitabı olmasına rağmen ölümünden 2 yıl sonra, 1985’te yayımlanmıştır.) basılmadığı için ilk kitap olarak Bahara Kadar Bekle Bandini geçiyor. Fante’ye yeni başlayacak dostlara önemle duyurmak isterim ki Los Angeles Yolu ile başlanmalıdır.
Sizi diyalogla baş başa bırakıyorum.
Sevgiyle.... .
(BP: Ben Pleasants
JF: John Fante)
.
BP: ... Şimdi geriye dönüp bakınca Bandini efsanesini nasıl görüyorsun? İlk kitabı -Bahara Kadar Bekle, Bandini- yazdığın zaman işin buralara geleceğini tahmin eder miydin?
JF: Hayır.
BP: Devam edeceğini düşündüğün bir iş miydi?
JF: Hayır.
BP: Toza Sor’u yazdığında onun devamının geleceğini düşündün mü?
JF: Hayır.
BP: Toza Sor’da Arturo Bandini karakterini yalnızca otobiyografik olduğu için mi kullandın.
JF: BEN SADECE HAYATIMIN PARÇALARINI KULLANDIM VE ZAMAN İÇİNDE YERLERİNİ ORADA BULDULAR…
Bana Bandini DeBen Pleasants · Sub Basın Yayım · 201911 okunma