Böylece o güne kadar özgür bir insan olan ben, garson sonunda gelene kadar eziyet içinde büzülerek, durmadan masa örtüsündeki kırmızı kareleri sayarak bekledim. Hesabımı isteyip ödedim, neredeyse dokunmadığım birayı masada bırakarak kalktım ve vedalaştım. Masadakiler dostça karşılık verdiler, ama yadırgadıkları da belliydi: Ben arkamı döner dönmez, o yabancı cisim aralarından atılır atılmaz masadaki canlılığın ve neşenin geri döneceğini, sıcak ve samimi sohbetin kaldığı yerden devam edeceğini bakmadan biliyordum.
-