Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
TANRILAR YENİ YARATIKLAR VE AMERİKAN GECESİ ___ JİM MORRİSON
Dünyanın en edebi ve en harika rock gurubu olan The Doors dünyaca ünlü sıradışı şairi düşünürü ve solisti jim Morrisonın çok harika şiirlerden oluşan bir kitap.Jim morrison yazdığı şarkı sözlerinden ve The Doors'un Kapılar bilinenle bilinemyen arasında kapı olmak istiyorum der kendisi jim morrison'un The doors'un dışında çıkardığı ıkı üç şiir kitabından biri bu 23 yaşında dünyaca ünlü bir rock yıldızı oldu. 27 yaşında dünyadan ayrıldı taptığı kadın sevgilisi pamale morrison da jimsiz bir dünya yaşanmaz deyip 2 sene sonra dünyadan ayrıldı. Ben kertenkele kralıyım diyen jim morrison dünyadaki bütün kertenkeleler yok olsa dünyanın ekolojık dengesıne bir etkisi yok kendini herşeyden bağımsız saymak için demiş olabilir.Genciğinde Arthur Rimabud ,Fiederich Nietzsche okumuştur ve tabiki başka isimleride .The doors ve jim morrison sevenler veya bu çok sıradışı harika sairi tanımak isteyenler için çok harika bir şiir kitabı. JİM MORRİSON_______Çatıları odaları yık bütün odaları aynı anda gör Ölüm hepimizi melek kılar ve kanatlar kondurur bir zamanlar Omuzlarımızn olduğu yerlere kunduz pençeleri kadar yumuşak ______________ Ey yüce yaratıcı, bize sanatımızı ortaya koymamız ve hayatlarımızı tamamlamamız için bir saat daha bahşet ____________ Gece erişiyor mor kalabalığıyla Çadırlarınıza ve düşlerinize çelikin artık Doğduğum kasabaya giriyoruz yarın Hazır olmak istiyorum ____________ Gitmeyeceğim Dostlar arasında bir şöleni yeğlerim Devler ailesindense
Tanrılar, Yeni Yaratıklar ve Amerikan Gecesi
Tanrılar, Yeni Yaratıklar ve Amerikan GecesiJim Morrison · Sub Yayınları · 2017133 okunma
Var gibi görünür dünya Yar gibi bürünür dünya Kalpte sinsi kertenkele Ebedi sürünür dünya
Reklam
Hüzün, kuyruğum gibi. Ben de kertenkele. Kopsa bile yeniden çıkıyor.
Bugün Avustralya/Yeni Gine'de aynı derecede büyük boy memeli hayvan yok, aslında 50 kilogramlık kangurulardan başka iri hayvan yok. Ama eskiden Avustralya/Yeni Gine'de dev kangurular, diprotodon denen ve büyüklüğü bir inek büyüklüğünü bulan, gergedan benzeri keseli hayvanlar ve keseli "leo- par" da içinde olmak üzere çeşitli büyük boy memeliler vardı. Eskiden ayrıca 200 kilogram ağırlığında devekuşu benzeri uçamayan kuşlar, bunlardan başka bir tonluk kertenkele, dev piton, karada yaşayan timsah gibi şaşırtıcı derecede büyük sürüngenler vardı. Avustralya/ Yeni Gine'nin bütün bu devleri (diğer bir deyişle mega-faunası) insanlar buraya geldikten sonra yok oldu.
Halkın cahilliği birtakım cüretkarların fırıldaklarına yol açar. Hassas ruhların üzerine çöken bu siyah kabus beni eze eze yamyassı bir kertenkele haline getirdi. Diyorlar ki çıldırma. Bu zulüm ve maraz,bu hıyanet,alçaklık dünyasının içinde akıllı kalmak mümkün mü? Oh nabızlarım ne kadar atıyor.. sinirlerimi yengeçler didikliyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar
156 syf.
8/10 puan verdi
Resimlerle veya ressamlarla ilgili çeviri öyküler derlemesi
Ressamın İkinci Sözleşmesi
Ressamın İkinci Sözleşmesi
Bener
Bener
Murathan Mungan'ın çeşitli konulara göre yaptığı öykü seçkilerini beğenerek okuyorum. Böylece, hem bildiğim yazarları bildiğim veya bilmediğim öyküleriyle karşılamak keyif verici, hem de bilmediğim yazarlarla tanışmak keşif duygusu veren bir kazanç. Bu kitapta dünyaca ünlü yazarların öyküleri var. Hepsi yazarlarının ülkemizde yayınlanmış kitaplarından seçilmiş. Yayınevleri ve çevirileri de çok iyi. Bu kitaba fırsat veren yayınevi de öyle. Bu kitapta beni en çok etkileyen, yeni keşfettiğim Bernhard Schlink'in Kertenkeleli adlı uzun öyküsü oldu. Resimde Sürrealizme kapı açan ressam René Dalmann ve onun akibeti belirsiz bir resmi üzerinden bir ailenin sır perdesi aralanıyor. Söz konusu resimde kertenkele gibi bence sevimli bir canlının olması ise çok hoş.
Ressamın İkinci Sözleşmesi
Ressamın İkinci SözleşmesiKolektif · Metis Yayınları · 201232 okunma
Reklam
"Dilim ölmek üzere olan bir kertenkele gibi kıvranıyor ağzımın içinde."
Sis ve geceKitabı okuyor
Yaşar Kemal- Yeşil Kertenkele
"Bu Ege böyledir. Mavi buğuludur taşı toprağı. Büyüsü de buradadır."
52 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Yaşar Kemal'le (kitabıyla) henüz çocukken karşılaşmış olduğumu sanmıyorum. Bu yüzden ilkin, bir çocuk kitabıyla başlamak istedim. Geç kalmışlık hissi mi, tabii, sık sık hissedilir genç yetişkinlikte. Umarım geç kalmamışımdır ve pek çok dile çevrilen Yaşar Kemal ve eserlerine güzel bir başlangıç olur benim için Yeşil Kertenkele. Türk Edebiyatı çocuklarına biraz fazla yükleniyor. Özellikle son kısımda çocukların söylediği iddia edilen tekerleme benim kalbimi parça pinçik etti. İbrahim'i dinlerken altından muhakkak bir dram çıkacak, diyorsunuz zaten. Hatta belki sonunu bekliyorsunuz da ama çocukluğun masumiyetine yakıştırmak istemediğimiz -fakat acı bir şekilde yaşanan- o eğlenceler, oyunlar, sözler bir şekilde insanı yaralıyor. Aile kavramı, çocuğun gözünde baba, farklı bir aile sisteminde büyüyen çocuk çevresinden nasıl etkilenir gibi konulara da bir bakış sunulmaktadır. Çizimleri özellikle övmek gerekir. İnsanı hikayeye çeken profesyonel bir kalem...
Yeşil Kertenkele
Yeşil KertenkeleYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2020331 okunma
Reklam
Susuzluk gibi bir şey beklemek... Açlık gibi... Güneşin kızgınlaştırdığı bir kayanın üzerindeki kertenkele gibi-huzursuz ve hazırlıklı...
Kertenkeleler kendilerini öldürmezler. Her şeye rağmen hayatta kalırlar. Kuyrukları kopunca yenisi çıkıverir. Bunalmaz, mızıldanmazlar. Depresyona girmezler. Bulundukları çevre ne kadar acımasız ve sert olursa olsun uyum sağlarlar. Kertenkele olmak iste-dim, hem de her şeyden çok.
Çıldırmışsınız siz, yolunuzu şaşırmışsınız. Yalanı gerçek, çirkinliği de güzel sanıyorsunuz. Herhangi bir durum sonucu elma ağaçları, portakal ağaçları, portakal yerine birden kurbağa, kertenkele verse ya da güller terlemiş at gibi kokmaya başlasa, şaşırıp kaldırdınız öyle değil mi? İşte ben de yeri göğe yeğlediğiniz için size öyle şaşırıyorum. Anlamak istemiyorum sizi.
Sayfa 118 - İş Bankası Kültür Yayınları
235 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Yaşar Kemal’in yazınsal evreninin en önemli karakteri doğadır. Doğayla insan birbirinden ayrılamayacak derecede iç içedir onun anlatısında. En az toplum kadar doğa da insanı, karakteri biçimlendirecektir. Öykülerinde doğanın zenginliğini kullanışının ilk örneklerini verecektir. “Yeşil Kertenkele” öyküsünde İbrahim’in düş dünyası, yalnızlığı hep doğayla birlikte vardır, doğa sığınağıdır çocuğun. “Avcı” öyküsünün Muslu karakteri ava çıktığı dağlarla bütünleşir, çocuğunun ölümü bile durduramaz onu, giyinip avının peşine gider. Doğanın anlatımındaki şiirsel atmosfer, çağrışımlar, imgeler, dil zenginliği, bir doğa sözlüğü oluşturacak kadar Yaşar Kemal’in yazın evrenine özgüdür. Romanlarında ise doğa, öykülerinden daha heybetli bir karaktere dönüşecek, bütün yapıtlarında, yarattığı Çukurova dünyasının rengârenk resmini oluşturacaktır. Yaşar Kemal, bizim edebiyatımıza, Anadolu’ya özgü diliyle, biçemiyle bambaşka bir gerçekçilik damarı oluşturmuştur. Bu damarı, derinlikli yalınlığın içinde yarattığı karakterlerini, doğayı bugüne yansımalarıyla düşünüp sorgulamamız edebiyatımızın zenginliğini yeniden görmemizi sağlayacaktır.
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20234,979 okunma
Çok çocuklu bir tarlayı gözüme kestirip, saldırıyorum. Altı yedi yaşlarında kara kafalı bir oğlan, ne olduğunu anlayamıyor. Kucağıma aldığım gibi okula. Bu yöntem iyi. Öbür sefer, yanıma Erdinç'i de alarak gidiyorum tarlalara. Çocuklar haberi almışlar, bizi görünce kaçmaya başlıyorlar. Surek avı taktiğini güdüyoruz. Erdinç'in kovaladığı çocukları ben çeviriyorum. Biz çocuklarla tarlanın içinde boğuşurken, anne ba balar sessizce izliyorlar vaziyeti. Tarafsız kalmaya karar vermişler belli ki. Bir saat içinde dokuz on çocuk daha yakalayıp aşılıyoruz. Geriye kalanlarla işımız daha zor ama. Hem yaşça biraz daha büyükler, hem de iyice deşifre olduk. Tarlalara kaçıncı gidişim hatırlamıyorum, bir ara, kenarından küçük bir derenin de aktığı geniş bir tarlaya daldım. Gözüme üç kişilik bir grubu kestirmişim. Dereye kadar kovalarsam orada sıkıştırırım diye düşünüyorum. İki tanesini Erdinç yakalamış, ellerinden tutmuş götürüyor. Bir tanesi dişli çıktı, iyi kaçıyor. Bir ara iyice yaklaştım ve eski ceketinin sırtından yakaladım. Tam sevinirken, birden sırtındaki ceketten sıyrılarak elimden kurtuldu. Elimde ceket kalakaldım orada. Kuyruğunu bırakan kertenkele misali, tepeye doğru hızını kesmeden koştu gitti. Yanıma gelen Erdinç'e gülerek, soluk soluga konuştum: "Tamam, bunu bırakalım. Ceketi çıkardı artık. Hak etti bence özgürlüğü!"
Sayfa 41 - İletişim YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.