Cüz'f Tahawüllerden Münezzeh Purusha
Cüz'f Tahawüllerden Münezzeh Purusha
Bhagavad-Gitaya göre, "Kainatta biri yokolucu, diğeri yokedilemez iki Pumsha Bvardır: tiki bütün varlıklarca paylaşılmaktadır, ikincisiyse değişimin ötesinde dir. Ancak bir başka Pumsha daha vardır. O en yücedir (uttama) ve Paramatma ola rak adlandırılır, o ölümsüz Rabdir ve üç aleme (zuhurun
Yaşadığımız her şey, başımıza gelenler kendimizle ilgili karşılaşmamız gereken bir yanımızı ortaya çıkarıyor. Bizi daha fazla bilgiye ulaştıracak ve büyümeye götürecek gücü bulunmayan hiçbir deneyim yok. Kayıp, bunların arasında insanın kendisini bütün çıplaklığıyla görmesini sağlayan en acı keşif yolu.
Sayfa 84Kitabı okudu
_Tanrı, "Işık hızından daha hızlı gitmeyeceksiniz!" deseydi mesela. Halk da, bu buyruğun ne hakkında olduğunu bilmiyoruz ama tüm diğer buyruklar gibi ona da uyuyoruz mu diyecekti? Anlamadan körü körüne bir şeye bağlanmak bağnazlıktır. Gelecekte karşımıza Maxwell çıkar ve bizi manyetizma ve ışık hızı hakkında aydınlatır mı diyeceklerdi?
Hitler’in emir subayı hava albayı Von Below, sığınağı 30 Nisan gününün ilk çeyrek saatinde terketti. Von Below sekiz yıldan beri Hitler’in yakınında bulunuyordu. Bu sebepledir ki, Hitler’le Eva Braun’un evlenmelerinden sonra düzenlenen merasime davet edilmiş ve Hitler’in özel vasiyetnamesini de şahit sıfatıyla imzalamıştı. Hitler’den şahsî
Anaksimandros belki de böylesi eski düşünce yapıların-
dan bu özgürleşme hareketindeki bir adımdır. Bizi daha ne-
relere taşıyacağını bilmediğimiz bir adım. Hakikî keşif, yağ-
mur suyunun nereden geldiği değildir: Yanılabileceğimizin
ve daha doğrusu çok sık yanıldığımızın keşfidir.
Dünya, onu dönüştürmek üzere oluşturduğumuz naif
Sayfa 200Kitabı okudu
Bunu açıkça anlamış olmama rağmen, bu keşif bana doğru dürüst bir rahatlama sağlamıyordu, çünkü söylediğim gibi kendimle ilgili konuları öylece kabul ediyordum. Üzülmek için bile yeterli duyguya sahip değildim. Bir erkeğin iktidarsızlığı nasıl ki münasebet ânından önce anlaşılmıyorsa, bu ruhsal arızanın da benzer şekilde dışarıdan kolay kolay algılanmaması bana yetiyordu. Topluluk içinde olduğum zamanlarda içimin ne kadar boş ve ölü olduğunu saklamak için sahte bir hayret göstererek şaşırıyor, görünür bir gösterişin eksik olmadığı abartılı duygular sergiliyordum. Dışarıdan bakıldığında eski, rahat, dizginsiz hayatımın yönünü hiç değiştirmeden sürdürü- yordum; haftalar, aylar geçmiş, yıllar olmuştu. Bir sabah aynada beyaz bir saç gördüm ve gençliğimin yavaş yavaş geride kaldığını hissettim. Ama diğerlerinin gençlik dediği şey, bende zaten çoktan bitmişti. Bu yüzden bu veda öyle çok da canımı acıtmadı, kendi gençliğimi yeterince sevmiyordum. İçinde bulunduğum bu sıkıntılı ruh hali kendime karşı da dilsizdi.
