K. Kolomb dini ile çeliştiği için keşfini reddetti.
Kolomb bu hatayı ömrünün sonuna kadar sürdürdü. Kendisi ve o çağda yaşayan pek çok insana göre hiç bilinmeyen, tamamen yeni bir kıta keşfetmiş olması düşünülemezdi. Binlerce yıldır, büyük düşünürler ve akademisyenlerle asla yanılmayan kutsal metinler sadece Avrupa, Afrika ve Asya'dan bahsetmişti. Hepsi yanılıyor olabilir miydi? İncil dünyanın yarısını es geçmiş olabilir miydi? Bu tıpkı 1969'da Ay'a doğru giderken Apollo 11'in, o ana kadar bilinmeyen, bir şekilde hiçbir gözlemin tespit etmeyi başaramadığı ve dünyanın etrafında dönmekte olan başka bir aya çarpması gibiydi. Kolomb'un cehaletini inkar etmesi, her şeye rağmen ortaçağ insanı olduğunun kanıtıydı; tüm dünyayı bildiğine kesinlikle emindi ve çığır açıcı keşfine rağmen gene de farklı düşünemedi.
Düşen top güllelerinin, kurşun yağmurunun, bütün o hırgürün ortasında bağıracaksın; Su içmek isteyen var mı çocuklar? Şu durumundan daha sıkıntılı bir iş değil kesinlikle. Ben herkese su veririm. İnan doğru söylüyorum. Mavilere de, Beyazlara da. Kendim Mavilerden, hem de sıkı Mavilerden olsam da herkese su veririm. Çünkü yaralılar çok susar. Ölürken farklı görüşte olmanın pek bir anlamı yoktur. İnsanlar ölürken birbirleriyle el sıkışmalı bence. Savaş ne aptalca bir şey!
Reklam
Harem-i Hümâyûn hakkında on yıllık yorucu bir mesai sonunda arşiv belgelerine dayalı bir doktora tezi hazırlayan Amerikalı uzman Leslie Peirce: “Biz Batılılar İslâm toplumunda cinselliği saplantı hâline getir-mek gibi eski ama güçlü bir geleneğin mirasçılarıyız. Harem, Müs-lüman cinsel duyarlılığı üzerine kurulu Batı efsanelerinin kuşkusuz en
Narsisizm Egonun tavan yaptığı Yüksek bir seviyesidir narsisizm, Egosu tavan yapmışlara Derin sevgisizlikleri sebebiyle narsist denir. İnsanın yaratıcı enerjisini yok ederek,
İlk bakışta niteliksel adam karalama safsatası olarak görülebilecek argümanlar söz konusu olduğunda, yalan söylemeyi alışkanlık hâline getirmemiş kişilerin kendi çıkarlarına hizmet eden bir şeyi savunurken aldatmacaya başvurmasının daha muhtemel olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Çıkarları tehlikede olan birinin bizi, iddialarının doğruluğuna inandırmak için kasten hatalı muhakeme tekniklerine başvurma ihtimali kesinlikle daha yüksektir; zira argümanlarının kabul edilmemesi hâlinde kaybedecekleri daha çok şey vardır. Kişi ne kadar ilkesiz ise bu olasılık o kadar artacaktır. Bu gibi durumlarda muhakemeyi dikkatle gözden geçirmeli ve kişinin bir öncül sunmuş olmasının tek başına o öncülün doğru olduğunu düşünmek için bir neden teşkil etmediğini unutmamalıyız. Ancak bu, muhakemenin kesinlikle hatalı veya öncüllerin mutlaka yanlış olduğunu varsaymalıyız anlamına gelmez. Öyle yapmak, adam karalama safsatasına düşmek demektir. Argümanı kendi başına değerlendirmemiz gerektiğini asla unutmamalıyız. Argümanın geçerli veya tümevarımsal açıdan kuvvetli veya öncüllerin doğru olduğuna karar vermemiz hâlinde, argüman sahibinin karakteri önemsizdir. Önceki bölümde gördüğümüz gibi, argüman sahibinin karakterine ilişkin gözetimler, argümanın bizim için rasyonel açıdan ikna edici olup olmadığına karar verirken devreye girer.
Sayfa 266 - TübitakKitabı okuyor
Hayatta Anlam Ararken Karşılaştığımız İkilemler
Şovenizmden kaçınmaya çalışmamız gerektiğine kesinlikle katılıyorum. İnsanlar, şans eseri nerede büyüdülerse orada dolaşımda olan fikirleri kabul etmeye ve yabancı ya da farklı olanları reddetmeye büyük yatkınlık gösterirler. Aslında bu, dinlerden kuşku duymak için geçerli nedenlerden biridir çünkü dinler Tanrı'nın mutlak doğasına ilişkin
Sayfa 192-194
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.