“Sofradan kalkınca da, bir yandan tabakları çarpa çarpa masayı toplarken dedi ki, ‘Ne diye zahmet edip bedenini eve getirdiğini de anlamıyorum ya.’ "Sonra birdenbire zihnim aydınlandı Ernest: ‘Carol haklı,’ diye düşündüm. ‘Kadın haklı. Ne diye zahmet ediyorum?’ Bir daha söyledim bunu kendi kendime, ‘Ne diye zahmet ediyorum?’ Sonra da aynı şeyi yüksek sesle söyledim: ‘Carol, sen haklısın. Başka her şeyde olduğu gibi bunda da haklısın! Ne diye zahmet edip eve geldiğimi ben de bilmiyorum. Kesinlikle haklısın.”
"Başkaları ile tartışabilmekten acizdim, kendimi de savunamıyordum. Biri beni eleştirse onun kesinlikle haklı olduğunu düşünüyordum."
Reklam
Makbul vatandaş (!)
Büyük kötülükleri 'sıradan' insan işler. Kendi iradesini devre dışı bırakır. Zira özgürlük filan istemez. Çünkü özgürlük, sorumluluk demek. Sürüye tâbi olur. Üstlere itaat eder. Emirleri uygular. Ahlakı, haricî ve hazır bir ürün sayar. Güçlüyü haklı zanneder. Ona göre ria- yet = erdem'dir. Vicdanı istop etmiştir. Reddetmeyi ayıp, itirazı günah, isyanı suç beller. Zamanla, itirazı ve reddi de isyan addeder. 'Sus' derler susar, 'Otur' derler oturur, 'Çalış' derler çalışır, 'Öldür' derler öldürür. Onun nazarında iktidar; meşru, makul, makbul, muteber, mükemmel, mübarek, mukaddes, muhteşem... şeylerin kaynağı veyahut temsilcisidir. Düşünmeyi, sorgulamayı, eleştiriyi ihanet bilir. Kafiyeyi, bir sözün doğruluğunun delili sanır. Düşmansız bir hayat tasavvur edemez. Hasımlarca dışarıdan ve hainlerce içeriden kuşatılmıştır. Daimi bir tehlike karşısında, açık ve örtülü tehditler altında, bariz ve gizli tuzaklar arasında, muazzam bir 'dava'!! yükünü taşır. Kendi tarafını kesinlikle haklı, iyi ve üstün, karşısındakileri ise bâtıl, müfsit ve habis kabul eder. Şiddeti meşru görür. Gönül rahatlığıyla, tereddütsüz hatta kıvançla suç işler. Duygusaldır. Hamasete müpteladır. Sembollere, sloganlara, ritüellere bayılır. Sorgusuz sualsiz adanmayı, fedayı, sadakati yüceltir. "
Sayfa 76 - AlfaKitabı okudu
Milgram Deneyi: İtaatin Karanlık Yüzü
Milgram Deneyi: Milgram deneyi, insanın otoriteye itaat etme eğilimini ve bu eğilim sonucunda ne kadar ileri gidebileceğini incelemek amacıyla 1961 yılında Yale Üniversitesi'nde sosyal psikoloji profesörü Stanley Milgram tarafından gerçekleştirilmiştir. Deney, Nazi Almanyası savaş suçlusu Adolf Eichmann'ın yargılanması sürecinde
Cemal savaşı sadece siyasî bir Hadise olmayıp daha sonra ortaya çıkacak siyasî ve itikadî mezheplerin tartıştıkları önemli meseleler sayılan amelin imandan bir cüz olup olmadığı büyük günah işleyenin akıbeti gibi tartışmalara ve ihtilaflara zemin teşkil etmiştir(101) dolayısıyla savaş ve savaşa iştirak edenlerin dini ve dünyevi durumları mezhepler
Sayfa 268
"Kendinize duyduğunuz öz güven kesinlikle öyle büyüktü ki tutarlı olmaya, hatta haklı olmaya bile ihtiyaç duymazdınız. "
Reklam
O halde, nerede olursanız olun, -yurt içinde veya dışında- yaşadığınız toplumla, toplumun meseleleriyle yakından ilgilenin; derneklere, teşkilatlara, partilere, yönetimlere iştirak edin; iyi insanlarla iş birliği sağlayın; haklı olduğunuz kadar kuvvetli olmaya da çalışın; güçlü, titretici, korkutucu, caydırıcı, ürkütücü olun; zalimden mutlaka intikam alacağınız, haksızdan muhakkak hesap soracağınız kesinlikle bilinsin ki zulüm, olmadan engellensin, herkes haddini bilsin, hizaya gelsin, hakka tâbi olsun!
Sayfa 122Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.