"Ahhh... Ahh. .." dersin, "keşke bir evim olsa da şu kiradan kurtulsam o kadar rahat edeceğim ki..."
Bir evin olur, 2+1.
"Biraz büyük olsa, şuraya bi konsol sığsa ne güzel olurdu." dersin sonra.
O da olur, valla olur!
Daha büyük bir ev de alırsın.
Üstünden az biraz zaman geçer sıkılmaya başlarsın: "Keşke
Sinemada bir karedeydim sanki, başını bazen yere indiriyordun, derin bir düşünceye dalmış gibi. O an beni düşünüyor olduğunu hayal ettim, keşke beni düşünse bir gün böyle dedim.
Keşke Erdal Öz’ünde mektupları olsaydı. Kitap etkileyici, etkiyi ürkütücü olarak tarif edebiliriz. O yıllar çok daha zordu. Kitapla yeterince hissediyorsunuz.
Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!
Ankebut Suresi, 41