Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büyüktü çünkü onların dünya arzusu Benim otların sesiyle kaplı kalbimden Söktüm atımı söğüdün gölgesinden Şimdi yol benim yeniden."
"Gence" diye bağırdı yaşlıca bir kadın, "Şehrin ahalisi Türk'tür oğul." Bu kez "Ana, su!" diye bağırdı genç zabit. Yaşlı kadın bakır ibrikten çinko, kırık bir tasa doldurduğu suyu pencereye doğru uzatmak istedi fakat boyu o kadar kısaydı ki mümkünü yoktu. Yanaklarından sağlık fışkıran genç bir kız durumu fark
Reklam
"Halimi anlatacak sözler yazamam artık Bu kavruk mektuba Rüzgardan yan yatmış otlar koydum Gerisini sen anla. Ankara, Kekliğinim, boynumda bir siyah halka."
Keskin bir kılıç olabilmek için çok dövülmek gerek..
Fahri Abla
FAHRİYE ABLA Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, Kapanırdı daha gün batmadan kapılar. Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Reklam
Sevgili 1000Kitap okurları
“Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun.”
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Albert Camus, “çağdaş insanı tanımlamam gerekirse, gazete okur ve çiftleşirdi derim” diyor. Çok billurlaştırılmış bir tanım belki, ama gerçekten de çağdaş insanın ilgi ve duyarlılık alanını bundan daha keskin ve çarpıcı olarak belirtmek güç. Belki 1940’lı, 1950’li yıllarda çağdaş insan gazete okuyordu, ama bugün - hele de bizim gibi ülkelerde - gazeteye bakıyor. Gazeteyi, başkalarının apış arası serüvenlerini öğrenmek; günlük falından geleceğine ilişkin ipuçları bulmak; bulmaca çözerek bilgi ve kültür düzeyini sınamak ve geliştirmek; futbolcuların cinsel yaşamlarıyla gol yüzdeleri arasındaki ilişkiyi görmek; devlet büyüklerinin vecizelerinden, ülkesinin büyük başarıları hakkında derin bilgiler edinmek; bu arada da ‘iki başlı Samsun kirası’ yaklaşımıyla, her gün biraz daha yoksullaşan evinin tencere - çarşaf eksiğini tamamlamak için alıyor.
Kırmızı Kedi Yayınevi, 2014Kitabı okuyor
“İçimde bir parça; ne kopuyor ne ölüyor. Gitmek ölüm bana, kalmak haram.”
Sayfa 11
Reklam
“Üzerine akşamın kapandığı gölüm ben Bir kez hatıra ettim aşkı, bir daha da etmem.”
Sayfa 22
İçinde, derinlerde bir yerde, kendini güvende hissediyordu. Duygularının sorumluluğunu kazanıyordu. Nefret ve intikam duyguları bağışlamayla sonlanmıştı. Karmakarışık duygularını yoklarken, eline diken battıkça bir benlik kavramı geliştirmişti. Nefret edebilir ve sevebilirdi. Ayıplayabilir ve mazur görebilirdi. Duyguların değişebildiğini, dönüşebildiğini ve keskin köşelerini kaybedebildiğini yaşayarak öğrenmişti. Duygularını ifade etmek kadar sorumlu bir şekilde kontrol etmeyi de ögreniyordu. Bilgisi arttıkça, yeteneklerini ve duygularını daha yapıcı olarak özgürce kullanabilirdi.
Sayfa 229
Bıkmadan usanmadan sevgi her şeyin çözümü, evrene nefes aldıran tek şey diyorum ancak sen onu yanlış anlıyorsun. Kendini sevmekle başlamalı insan. İlk adım budur hakikat yolculuğunda, ancak dizginleri zihninin eline kaptırmadan yapmalı bunu. Aksi takdirde sevgi seni öldüren bir araca dönüşür, keskin bir kılıçtan daha tehlikeli olabilir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.