Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kezban

Reklam
Bazı anılar, sizi siz yapan anlara dönüştüğü zaman kendinizden kurtulmadan onlardan kurtulmak pek mümkün olmuyordu. Atamıyordunuz, unutamıyordunuz, silemiyordunuz. Zorla unutsanız bile bir şekilde hayatın bir yerinde patlak veriyordu. Kaçmak imkânısızdı. Çünkü sizin özünüz bu anılardı.
Sayfa 354
İnsanlar hata yapar. Bazen büyük, bazen küçük. Boyutu hiç ama hiç fark etmez. İnsanlar bazen hata yapar. Sonra bu hatadan geri dönmek, sihirli bir değnekle zamanı geri almak isterler. Ama çok geçtir. Sihirli değnekler yoktur, zaman geri alınamaz ve insan öylece kalıverir.
Sayfa 180

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiçbir şey paylaşmayacaksak, birbirimize destek olamayacaksak, birbirimiz için değerli olmayacaksak, başkalarının bizim hakkımızda bilmediği şeyleri biz de bilmeyeceksek ilişki yaşamanın ne anlamı vardı? Bu tür bir ilişkinin sıradan bir arkadaşlıktan farkı neydi?
Sayfa 26
Herkesin kendine özgü bir sesi ve başka hiç kimsenin anlatamayacağı bir hikâyesi vardır. Ve herkes yazar olabilir.
Sayfa 335
Reklam
Kendi öykünü yalnızca kendi özgün sesinle an­latabilirsin.
Sayfa 142
Eğer bir metin çalışmasında, hayrete düşüren, dehşet verici, sağlam bir olay örgüsünün dışında bir şey yoksa bu bir resmin kuruyan boyasının üzerinde çizgilerin ortaya çıkıvermesi gibi bir şeydir.
Sayfa 36
"Bazen hayal olana âşık olur insan. Bir kitap karakterine, imkânsız olan birine âşık olduğunu sanır çünkü ulaşamadığın cazip gelir. Ben sana âşık değilim, Doru. Aşk sandım ama yanıldım.”
Sayfa 405
“Annem hep şey derdi," dedim. Başımı geriye atıp şimdi aylı olan kadifemsi gecede dolaştırdım gözlerimi. O beni izliyordu, ben ise geceyi; lacivert geceyi. "Gökyüzüne mavi olacak bir adam tanıyacaksın bir gün. O adam senin bütün hayatın olacak. Gökyüzü nasıl mavisiz olamıyorsa -düşünebilir misin ki başka renk bir gökyüzü- sen de onsuz olamayacaksın. Bırakma kızım, o adamı bulduğunda savaşmaktan hiç vazgeçme, onu al!" Yüzümdeki gülümseme genişlerken bakışlarımı ağır ağır onunkilere kaydırdım. Yeşilleri bir başka güzel bakıyordu. Daha parlak. Gökteki yıldızları da içine almışçasına ışıl ışıl. "Aldım mı şimdi sence ben onu?" diye sordum. Beni dinlerken dalgınlaşan ifadesi canlandı. Dudak kıvrımları gülümser gibi yükselirken, "O senin,” dedi hiç durmadan, duraksamadan.
Sayfa 362
Çok sevince insan sevdiğinin yüzüne tebessüm olup düşmek istiyordu. O yeni adımlayan bir çocuk gibi gülmeyi yeni öğreniyordu ve ben bundan sonra yüzündeki her gülümsemesinin nedeni olmak istiyordum.
Sayfa 337
Reklam
Gecenin ayazı, kışın soğuğu, kar yağacakmışçasına üşüten hava bile umurumda değil şimdi. Yağsa, yağsa da sönse içimdeki bu yangın. Sonra bir yağmur başlasa; saçlarıma, tenime, kıyafetlerime bulaşan ve her solut aldığımda ciğerlerimi parçalayan kokunu silip atsa. Bir yağmur başlasa ve ben titreye tireye adını söylememin tek suçlusu olarak onu görsem.Üşüttü desem. Sevmiyor, görmüyor oluşundan böyleyim demesem.
Sayfa 226
957 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.