Kağan

Sevgilinin Güzelliği
Sevgili, bir başka güzelsin bugün; Ay gibisin, pırıl pırıl gülüşün. Güzeller bayram günleri süslenir; Seninse bayramları süsler yüzün.
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Yaşamak
Yalnızca ölümden korktuğu için yaşayabilir mi bir insan?
Sayfa 653 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Dostluk
Dostluk gösteren bir dosta ver dostluğunu, Zira nankör için önemsizdir dostluk. Dost kadirşinas olunca, küçük olan büyük gelir, Nanköre ise büyük olan bile küçük gözükür. Şair Kassia (9. yüzyıl)
Sayfa 134 - Alfa Yayınları

Reader Follow Recommendations

See All
Zevkler
(...) Hatta belki de, belli bir yaştan sonra yeni ve taze sevinçlere sağır hale geliyoruz ve yetişkin insanın en tatlı zevkleri, belki de çocukluktaki duyumsayışların yeniden uyanışından, gittikçe uzaklaşan bir geçmişin gitgide cılızlaşan esintilerle taşıyıp getirdiği hafif bir meltemden ibaret kalıyor, kim bilir?
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Aşk
Ben senin hayranın, esirinim. Her şeyinin hayranı, her şeyinin esiri. Yüzünün, saçlarının, vücudunun, kokunun, sıcaklığının, her şeyinin. Senin için neler duyduğumu anlayabilmeni hakikaten çok isterim. Ah buna bir inanabilsem. İnanamıyorum. İnanmama mâni olan da senin kendi sözlerin.
Sayfa 109 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Anlaşılmak
Beni bir parçacık olsun anlamaya çalış. Beni sev demek istemiyorum, sadece inan.
Sayfa 102 - Yapı Kredi Yayınları
Özlem
Son günlerdeki tek zevkim seni yanımda farz etmek. Bunun üzerine saatlerce hayaller kuruyorum. Bilmem bu hissi anlar mısın?
Sayfa 59 - Yapı Kredi Yayınları
İyi insanlar
İnsan için şöyle böyle deriz ama aralarında iyiler de var... Fakat yazık ki onlar bu dünyada bir türlü bahtiyar olmanın yolunu bulamıyorlar.. Ya bir çakır pençe arkadaşa düşüyorlar. Ya akraba, ahbap şerrine uğruyorlar. Sessizliklerine, temizliklerine, yumuşaklıklarına ve tahammüllerine kurban olup gidiyorlar.
Sayfa 105 - İnkılap Kitabevi
hatıralar
Hatıralarının en güzelleri en eskileriydi. Çocukluğunun ilk seneleri oldukça güzel geçmişti. Ondan sonra acılar, ümitsizlikler, isyanlarla dolu bir ıstırap devresi başlıyordu.
Sayfa 38 - İnkılap Kitabevi
Gecenin Tesiri
Bir şeye dikkat etmiştim. Sâra için gece düşündüğüm şeyler gündüz düşündüklerimden büsbütün başkaydı. Başımın içinde iki ayrı insan yaşıyor ve düşünüyor gibiydi. Gündüzleri bu genç kızı zalim bir soğukkanlılıkla tahlil ediyor, onun biraz renk ve süsten, bir parça gösteriş ve koketlikten ibaret boş, manasız bir mahlûk olduğuna karar veriyordum. Bunun için artık onunla meşgul olmaya sebep kalmıyordu. Onu odadan atılan lüzumsuz bir eşya gibi zihnimden çıkarıyordum. Fakat gece ortalık karardığı, tabiat gibi ruhlara da bir duygunluk çökmeye başladığı zaman o yavaş yavaş kapıma vuruyor, mahzun ve pürhayal dolu bir çehreyle yanıma geliyordu. Gecenin maddi görüşümüze nasıl tesir ettiği malum... Bazen karanlıkta parlayan bir cam kırığını pırlanta sanırız...
Sayfa 192 - İnkılap Kitabevi
Reklam
Hilal
Hilal gökyüzünün tebessümüdür.
Sayfa 97 - İnkılap Kitabevi
Çocuklaşmak
Çocuklaşmak! Büyüklerin en marifetli emniyet supabıdır. Bunu yapabilenin sırtı yere gelmez.
Sayfa 67 - İnkılap Kitabevi
Hayal Gücü
Güçlü bir bilgi ve bellek çatısına dayandığı zaman düş herhalde daha bir gerçek olur.
Sayfa 37 - Varlık Yayınları
Geçmiş
Aslında istediğim tek şey gizlenmek, güvende olmak, korunmaktı; ana rahmi gibi sıcak bir yere sinmek, gökyüzünün kayıtsız bakışından ve sert iklimin hışmından saklanarak oraya çömelmekti. O yüzden geçmiş benim için tam bu tanıma uyan bir sığınak, ellerimi ovuşturarak ve şimdiki zamanın soğuğunu, geleceğin ayazını üstümden atarak hevesle döndüğüm bir yuva. Oysa geçmişin varlığı ne kadar gerçek olabilir? Sonuçta o, şimdiki zamanın eskide kalmış halinden ibaret, geçmişte kalan bir şimdi, hepsi bu. Ama gel de anlat.
Sayfa 50 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Geçmiş
Öyle anlar vardır ki, geçmiş insanı yok edecek kadar kudretli görünür.
Sayfa 40 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Utanç
Utanç, evet, ne diyeceğini, nereye bakacağını, nasıl davranacağını bilememenin verdiği bir telaş duygusu, ancak bir şey daha var, o da tam olarak kızgınlık değil ama içinde bulunduğumuz çıkmaz karşısında ümitsizliğe kapılarak duyduğumuz bir çeşit öfkeli sıkıntı, öfkeli kırgınlık.
Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Hafıza
Zavallı hafıza! Günden güne yok olduğunu hissettiğimiz vücut denilen şu toprak yığıntısının üzerinde sürekli kalmaya çalışır durur. Hüzün verici bir bakışı senelerce korur; bir sözü, bir tebessümü yıllarca saklar. Etrafından baş dönmesi verecek surette büyük bir hızla geçen hatıra ve duyguların tamamını hemen kaydetmeye çalışır. Bu tahammülü aşan çalışmayla bütün kuvvet ve takati kaybolunca, bize ümit veren gelecek biter. Hayatımıza eşlik eden geçmiş, unutuşun okyanusu içinde mahvolur. O zaman tehlikeli surette yaralanmış bir asker gibi bizi mezarın kapısında bırakarak hizmetini terk eder.
Sayfa 70 - Can Yayınları
Tebessüm
(...) Fakat bu tebessüm gözlerini kamaştırdığından kızın yüzüne dikkatle bakamamıştı. Gördüğü bu yakınlık, bu gönül okşayıcı tebessüm, o mahzun yaratılışına ne kadar da dokunmuştu. O hassas gönlü, o sevdalı ruhu gençliğin bu ilk şanlı zaferini ne kadar neşe ve gururla alkışlamıştı. (...) O günlerden sonra her nerede görse, her nerede tesadüf etse kendisine bu sevdalı tebessümle selam verdiğinden büyün hayatı bir tebessüm içinde gelişiyordu. (...) Oh bu tebessüm, biçare gencin ümitsiz gecelerinde teselli olan sevgilisi, karanlık gündüzlerinde parlayan ışığı olduğundan evine her gece şevk ve kuvvetini yenilemiş olarak dönüyordu.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
umutsuzluk
Umutsuzluk tutsaklığın gıdasıdır. Umutsuzluk köleliğin anasıdır. Umutsuzluk yüreğin yıkımıdır.
Sayfa 192 - Yapı Kredi Yayınları
Şimdiye dek dağınık ve düzensiz olan gücünün bir noktaya toplandığını ve korkunç bir enerjiyle tek bir mutlu hedefe yöneldiğini hissediyordu. Bundan mutluluk duyuyordu. Sadece ona gerçeği söylediğini, onun olduğu yere geldiğini, hayatın bütün mutluluğunu, hayatın biricik anlamını artık onu görmekte ve sesini duymakta bulduğunu biliyordu.
Sayfa 139 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ama falanca olay farklı sonuçlansaydı neler olabilirdi diye durmadan tahmin yürütmenin ne anlamı var ki? İnsan muhtemelen ruh sağlığını bozar böyle. ''Dönüm noktaları''ndan söz etmek iyi güzel de, kişi bu gibi anları ancak geçmişe dönüp baktığında görüyor. Bu tür olaylara bugün baktığınızda bunların gerçekten de yaşamdaki önemli, değerli anlar görünümünü almaları doğaldır; ama bu anları yaşadığım sırada edindiğim izlenim bu değil kuşkusuz.
Sayfa 152 - Yapı Kredi Yayınları