Hakiki âşık sevdiği insanın mutluluğunu ister. Âşık kişi, sevdiğinin mutluluğunu kendi mutluluğunun önüne koyar. Gerçekten seven insan, özgür bırakır. Sahiplenmek, hak iddia etmek, can almak, can acıtmak, âşıkların tutacağı yol değildir.
Bir kez görmekle ne kadar çok sevilirdi insan.
Kapı aralığında uzanan bir baş, perde arkasında bir kadın gölgesi, belli belirsiz bir tebessüm, gözbebeklerinde saklı ateş ve har.
Uzaktan da sevilirdi yâr.
Bu duvarlar arasında nice gençlikler, nice hayatlar mahvolup gitti! Gerçeği söylemek lazım, bu adamlar her zaman rastlanan adamlardan değil. Bu adamlar belki de halkımızın en kuvvetli ve kabiliyetli insanlarıdır. Ama onların kuvvetleri boşu boşuna harcanıp gitmektedir. Bunun kabahati kimin? Evet mesele bu: Kabahat kimin?