kimdi o bilinmez yapının taşları sırtında
gece gibi geçti köprülerinden şehrin
silahı kendi dalgınlığına çarptı birden
büyük bakır kazanlarda inledi mevsim
yel çözdü saçlarımı örgülerinden
Bir hükümetin iyi olması asla kanunlara değil, yöneticilerin kişisel niteliklerine bağlıdır. Hükümet mekanizması her zaman için yöneticilerin iradesine tabidir. Dolayısıyla bir yönetim sisteminin en önemli öğesi lider seçme yöntemidir.
Zulmün zulüm olduğu hem kurbanın kendisi hem de zulmeden kişi tarafından, yapılanlardan az çok haberdar olan herkes tarafından bilinir. Zulmün bahanesi veya hafifletici sebepleri olmaz. Zulüm asla geçmişi dengelemez, geçmişte yapılmış hataları telafi etmez. Zulüm gelecekteki zulmün yolunu açar, o kadar. Kendi kendisini sürdürür…barbarca bir ensest şeklidir. Zulmeden herkes, bunun yol açacağı zulümlerin sorumlusudur.
Bana sorarsanız, bu yaşama ve ölme konusunda çok yanlış düşünüyoruz. Benim asıl özüm, yeryüzündeki gölgem dedikleri şeydir bence. Biz ruh işlerine bakarken, tıpkı güneşe suyun içinden bakan istiridyeler gibiyizdir bence; üstlerindeki ağır suyu, havaların en hafifi sanan istiridyeler gibi. Bence bedenim, asıl varlığımın tortusudur ancak. İsteyen alsın bedenimi, evet alsın, çünkü o, ben değilim. Böyle olunca ver elini Nantucket! Varsın gemi de batsın dilediği zaman. Ruhuma gelince, Jüpiter gelse batıramaz onu.
Ey, ölüleri yeşil çimenin altında yatanlar! Çiçekler arasında durup “sevgilim burada” diyebilenler! Sizler bu kadınların yüreklerindeki derdi bilemezsiniz. Ne acı bir boşluktur altlarında kimsenin kemikleri olmayan bu kara kenarlı mermerlerin boşluğu! Bu donmuş levhalardaki umutsuzluk öyle derindir ki! Ne kara boşluklar, ne acı ayrılıklar saklıdır bu satırlarda! Bu satırlar sanki tüm imanı kemirmiş, nerelerde oldukları bilinmeyen mezarsız ölülerlerden yeniden dirilmek umudunu almıştır.
Bu çılgın aşk, gözleri kör bir tanrı olmasaydı keşke.
Gel gölge, gel, rakibin olan bu gölgeyi götür ona,
Ah sen, cansız şekil, öpülecek, sevilecek, tapılacaksın.
Ah, bu aşkın baharı ne kadar da benziyor
Bir nisan gününün güvenilmez parlaklığına,
Bir bakıyorsun, güneşin bütün güzelliği ortada,
Derken bir bulut gelip karartıyor her şeyi.