Kişi dünyeviliğe ve korkaklığa batar, sonra da bunlara bir kutsallık cilası çeker.
Fazla Düşünmek Üzerine
"Birey önce kendi düşüncesi tarafından alıkonduğu hapishaneden kurtulmalıdır; ama bunu yaptığı zaman bile henüz özgür değildir, bu kez de etrafındakilerin düşüncelerinin yarattığı, kendi içindeki düşüncenin işleyişinin onu bağ kurmaya zorladığı daha büyük çaplı hapiste bulur kendini..."
Sayfa 71 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Yüzyıl geriye gitmeyelim, Ankara’ya gelsinler yeter
Bir Kierkegaard, bir Nietzsche - en sıradan dönemde bile ortaya çıkmış olsalar, ilhamları daha az titretici ya da daha az alevlendirici olmazdı. Kendi alevleri içinde can verdiler; birkaç yüzyıl erken gelseler, meydanda yakılırlardı: Genel gerçekler karşısında ayrılıkçılığa yazgılıydılar.
Sayfa 179 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Şimdiki zamana çeviremeyeceğiniz bir geçmişi hatırlayıp can sıkmak ne diye?
Sayfa 20 - Aylak AdamKitabı okudu
Tutkulu bir çağda coşkunun birleştirici ilke olması gibi , kıskançlık da tutkusuz ve aşırı düşünsel bir çağda negatif birleştirici ilke halini alır.
Kierkegaard deyince... :)
Adem'in canı sıkılıyordu çünkü yalnızdı, ve Havva yaratıldı. (O andan itibaren)" can sıkıntısı dünyaya adımını attı ve nüfusun çoğalma­sıyla birlikte can sıkıntısı da çoğaldı. Adem tek başınayken canı sıkılıyordu; daha sonra Adem ile Havva'nın birlikte canı sıkıldı; daha sonra Adem, Havva, Habil ve Kabil ailecek sıkıldılar; daha sonra dünyanın nüfusu çoğaldı ve insanlar kitleler hakinde sıkıl­maya başladı. Kendilerini oyalamak için göklere ulaşabilecek ka­dar yüksek bir kule yapma fikrini tasarladılar. Kule yükseldikçe bu fikir daha da can sıkıcı olmaya başladı ve bu, can sıkıntısının nasıl da her şeye üstün geldiğinin korkunç bir kanıtı oldu . . .
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.