Yalnızlık; kimi için kendiyle baş başa kalma hali kimi için ise acıydı. Şöyle etrafımıza baktığımızda ne kadar çok acı ne kadar çok yalnız insan vardı. Belki de yalnızlık insanın kaderiydi.
Beni bana bırakma, ben bana bırakılmayacak kadar tehlikeliyim diyorsan ne yapacağını bilmiyorsan yolun mutlaka Ayfer Tunç’la kesişmeli. Benim de kesişmem böyle başladı. Önce bir okumadan bir şey olmaz okurum geçerim dersin ama öyle olmaz önce duygularını sonra hücrelerini ele geçirir ve son olarak da ennn sevdiğin yazarların başında yer alır, benim de öyle oldu. Öykülerden ziyade daha çok romanlarını seviyorum ama sanılmasın ki öyküleri güzel değil tam tersi her bir öyküsü bir roman olacak cinsten.
Kitap sekiz öyküden oluşuyor. Bu öyküler de Ayfer Tunç’tan alışık olduğumuz gibi karamsar bir hava, yalnızlık duygusu, acılardan örülü hayatları konu alan insan yaşayışları var. Kitabın öykü kitabı olduğuna bakmayınız bir öyküden ziyade her öykü kısa bir roman tadı edasında ele alınmış. Karakter analizleri çok iyi yapılmış, kitapta var olan duygular sanki sana ait sanki sen yaşıyormuşsun gibi bir atmosfer eşliğinde ele alınmış. Öykü bittikten sonra, sen de bir değişim olduğunu hissediyorsun ve ben ne yaşadım diyorsun. Öykü kahramanları yakın çevremizden görüp duyduğumuz insanlardan seçilmiş, belki o insanlardan biri de bizizdir kim bilir
İyi okumalar