Herkese Merhaba,
Yazarımızı ‘’Gothikana”kitabından tanıyorum. Gothikana’yı beğenenlerdenim ben ve yazarı takibe almıştım, bu serisinde cok beğenilen bir seri olduğunu hemen öğrendim ve heyecanla çıkmasını bekledim. Hayal kırıklığına uğramadım, beğendim sadece biraz şaşkınım ,ben çok farklı bir şey beklıyordum, karşıma beklemediğim bir konu geldi.
Bütün hayatımı bir salkım üzüm gibi avucumda sıkmak istiyorum, suyunu, hayır, şarabını damla damla, gölgemin kurumuş boğazına akıtmak istiyorum, kutsal su gibi. Ama önce beni bu oda köşesinde tümörler gibi, kanserler gibi azar azar yemiş bitirmiş dertlerimi kağıda geçirmek istiyorum, çünkü düşüncelerimi daha bir düzene koyarım böylece. Yoksa
Jean-Paul Sartre : Pardon Monsieur?!?!? Kime itaat edecekmişim? Ona itaat edeceğim mi düşünülüyormuş?!! Benden ciddi ciddi bunu mu umuyorlarmış?!!
Karşımda büyümüş de küçülmüş bir adam duruyordu. Bu boyu posu, yaşı küçük, aklı büyük, olgun tavırlı küçük akil adamın yaşı ile tavırları arasındaki ters orantıya neyin sebep olduğunu, aradaki makas farkının
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim
Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ)
Olay Örgüsü
İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır.
Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Bu zamana kadar Kurtuluş Savaşı’nı hep üst düzey komutanlardan veya siyasetçilerden okudum, öğrendim. Ama bu işin bir de halk tabanında nasıl yankılandığı, nasıl cevap bulduğu kısmı var… Dışardan bakınca kolay gibi görünen durum aslında hayli zor. 600 yıl hüküm sürmüş koskoca bir imparatorluk, yıkılacağını kim düşünebilir? Ne zorlu dönemlerden
Dünya, büyük bir manevî buhran geçiriyor. Manevî temelleri sarsılan garb cem'iyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taun felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müdhiş sâri illete karşı, İslâm cem'iyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cem'iyetinin