İnsan, son birkaç yüzyılda bilimsel ve teknolojik açıdan muazzam işler yaparak hem hayatını birçok açıdan kolaylaştırdı hem de evrene bakışını kökünden değiştirdi. Oldum olası istediği ölümsüzlüğe belki ulaşmadı ancak yaşam süresini eskilere nazaran oldukça yukarıya taşıdı. Eskiden bir insanın dünyası, yaşadığı köyüyle sınırlıyken şimdi aynı
B I R K A L B I N Ö L Ü M Ü
Bir baba, ama sadece sıfat olarak varlığını sürdüren bir baba. Ne düşündüğü ne istediği umrunda olmadan yaşayan bir baba. Diğer tarafta da anne ve kız umursamaz tavırlarıyla günlerini gün ederek istedikleri gibi yaşayan iki Kadın. Hemde bu yaşamı borçlu oldukları adamı takmadan umursamadan .. Yazarın en sevdiğim hikayesi bu oldu diyebilirim. Çünkü insanlar nankördür ne verirsen hep daha fazlasını ister ama asla umrunda olmaz nerden geldiği nasıl geldiği. Yeter ki olsun gerisi umrumda değil. Bunu sağlayan kişi ne halde, iyi mi diye düşünmeden sadece bencillik etmek ... M Ü R E B B I Y E
İki küçük kız kardeşin anneleri ile olan bağı ve mütebbiyeleri olan bağı. Ve mürebbiyelerinin başına gelenler sayesinde büyümüş dünyayı tanımış oluyorlar.. İki öykü de birbirinden güzeldi tabi ki ikinci daha kısa tutulmuştu ama benim gönlüm yine de ilk öyküde kaldı. İnsanları sevin, vaktiniz varken sarılın. Bencillik size kazandırmaz alır götürür ne varsa kim varsa .. İyi okumalar #stefanzweig #birkalbinölümü #mürebbiye
Mü-kem-mel
Bu seriyi beğenmeyenleri anlayamıyorum. Çok güzel bir seri hemen alıp okumalısınız. Gittikçe güzelleşen pek fazla seri okumamışımdır ve bu da okuduğum o nadir serilerden bir tanesi, hemen alıp okuyun derim.:)
Selam. Beni bu hayatta hayal kırıklığına uğratmayan insanlardan biri galiba Dostoyevski. Okuduğum hiçbir romanında şurası kötüymüş dediğim bir yer olmadı diye hatırlıyorum. Bu da aynen öyle bir kitaptı. Imdb 7.6 verdim, çok da beğendim. Sen kimsin ki Dostoyevski'ye puan veriyosun diyenler olabilir, haklısınız İsmet kim ki? Salak yerine koyuluşu ve çektiği acılardan dolayı sergilediği saçma davranışlar yönünden Mozglyakov eşittir bendi. Ve bence Dostoyevski'nin kendine en yakın gördüğü kişi Mozglyakov'du; kitabı okursanız anlarsınız. Zina'yı aşırı sevdim, çok da üzüldüm. Parasına konması için annesi tarafından zorla Prens'le evlendirilmeye çalışılan Zina'nın çektiği zorluklar ve mevzu annenin yaptığı oyuna kendisinin düşüşü ve sonunda rezil oluşu anlatılıyor. 19.yy Rusya'sında geçmesine rağmen, oha lan resmen şu an bile olabilecek bir olay diyorsunuz. Klasik sevenlere önerimdir, sevmeyenler için başlangıçta ağır olabilir. Akıcı ve kendine çekici bir yapısı var. Tşk. (Bu nasıl karmaşık bir yorum ya pu elif)
Mustafa KUTLU'nun Yeni Şafak Gazetesinde çıkmış yazılarından derlenmiş bir kitap. Kitap, Haziran 2014'te 1. baskısını yapmış. Dolayısıyla bu tarihe kadar bahsi geçen gazetede yazılmış yazıların derlemesi yapılmış diyebiliriz.
Yazar "içinden geldiği gibi" yazmış yazıları. Siyasi, dini ve milli söylemlerin ağırlıkta olduğu yazılar çıkmış
"Her şey boş, her şey. En iyisi sırt üstü yatmak, hiçbir iş tutmamak."
Selam!
Salah Birsel çevirisi bu muhteşem eseri size anlatmaktan büyük keyif alacağım,umarım siz de okurken keyif alırsınız benim gibi.
Tiyatro tutkunu biri olarak, bütün bu olaylar bittiğinde gideceğim oyunların listesini çıkarıp gerekirse şehir şehir tiyatro
