Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadın Dövmenin Hayret Veren Faydaları
Bu dünyaya gözünü açan "insan yavrusu" dayakla, önce bir kadın olan annesine karşı, genellikle de babası tarafından uygulanırken tanışır. Kadın dövmenin aileye, çocuklara, topluma ve döven şahsa kazandırdıklarının ne kadar çok, ne kadar büyük ve ne kadar geniş boyutlarda olduğunu bütünüyle kimse tahmin edemez! Kadına dayak atılmasından öyle kesimler ve kimseler yararlanır ki, işin üzerine biraz ciddi olarak eğileceklerin buna şaşırmaması mümkün değil! Mesela kadının dövülmesi kadını, erkekten nefret ettirmekle kalmaz, evlendiğine de evleneceğine de hatta dünyaya geldiğine de pişman ettirir, hayatına bile son verdirebilir; böylece nüfus planlaması kolaylaşır. Annesi dayak yiyen kızlar evlenmekten ürkerler, bu da yine bir nebze nüfus planlamasına katkı demektir. Evliliklerin azalması, dünya nüfusunun azalması, hatta yeryüzünden insan neslinin kalkması tüm sorunları halletmez mi?! Çevre kirliliği de dahil! Ozon tabakası bile düzelir. Uyuşturucuya, şiddet ortamında yetişen çocuklardan daha müsait kimse bulunamaz. Sigara hariç, dünyada, sadece uyuşturucu madde pazarının yılda 500 milyar dolar olmasına, hanımına dayak atan, yuvasını dağıtan bir babanın katkısını kim inkâr edebilir! Şeytan hayatını mahvetti, Hz.Adem'le başlayan insanoğlu yüzünden! Adem'den sonra anasız çocuğun dünyaya geldiği görüldü mü? Her anne evlenerek, bir erkeğin her türlü hizmetini görerek, bir de çocuk doğurarak, şeytanı uğraştıracak insan neslinin sayısını alabildiğine artırmıyor mu? Kadın cezayı hak etmez de, kim eder!
Sayfa 9
Yok mu dersin hiç günahın? Kim inkâr edebilir ki, masum değiliz sende biliyorsun. Demek ki; Rabb'imiz günahını bırakmıyor mahşere.. Demek ki; Cennetteki makamın için geliyor bazı yıkılışlar..
Sayfa 132
Reklam
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür-Hüseyin Rahmi Gürpınar
Sabiha'yı aldatmanın kolay bir iş olmadığını anladım."Seni aldatsam ne yaparsın?"soruma karşı gözlerini üzerime dikip de,"Öyle bir şey yaparım ki öldürmek onun yanında basit kalır" diye verdiği cevabın her kelimesi kulaklarımda hâlâ çın çın çınlıyordu.Acaba ne yapacaktı?Bu bana o kadar merak oldu ki...Karım ne derse desin,ondan daha hoşa gidecek bir kadınla karısını aldatmaktaki lezzetin büyüklüğünü benimle beraber tasdik etmeyecek hiçbir insaflı koca tasavvur edemem."Haram tatlıdır." sözündeki isabeti kim inkâr edebilir?Buna evli hanımlar gücenmesinler.Gerçeği söylüyorum.
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bu hayatı boşuna yaşayanlar diye bir şey var. Kim inkar edebilir ki onların varlığını? Bir de hayatı dolu dolu yaşayanlar var, bu da gerçek. Allah onların ömrünü alıp dolu dolu yaşayanlara versin desem, yok olanlardan biri olurum. Bunu fark ettim. Bu farkındalık, bir anda ok gibi içimi delip geçti, kanamaya başladım ve bunu durdurmam mümkün olmadı.
"Bu hayatı boşuna yaşayanlar diye bir şey var. Kim inkâr edebilir ki onların varlığını? Bir de hayatı dolu dolu yaşayanlar var, bu da gerçek. Allah onların ömrünü alıp dolu dolu yaşayanlara versin desem, yok olanlardan biri olurum. Bunu fark ettim. Bu farkındalık, bir anda ok gibi içimi delip geçti, kanamaya başladım ve bunu durdurmam mümkün olmadı."
Sayfa 52 - Pukka Yayınları, BaharKitabı okudu
Mesela iş güç arasına bir çay molası gibi bir şiir sıkıştırmak o çayı tatlandıran şeker olmaz mı? Mesela tatil için gidilen bir sahil ya da köy evinin verdiği mutluluğu bir hikâye okumanın da fazlasıyla verebileceğini kim inkâr edebilir ki?
Reklam
Hayatın Hakiki Lezzeti
"Bizim halkımız birbirinden ayrılır sınıflar halinde değil, bilakis mevcudiyetleri ve çalışmalarının birleşmesi birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir. Bu dakikada dinleyicilerim çiftçilerdir, sanatkârlardır, tüccarlardır ve işçidir. Bunların hangisi birbirinin karşıtı olabilir. Çiftçinin sanatkâra, sanatkârın çiftçiye ve çiftçinin tüccara ve bunların hepsine, birbirine ve işçiye muhtaç olduğunu kim inkâr edebilir. Bugün mevcut fabrikalarımızda ve daha çok olmasını temenni ettiğimiz fabrikalarımızda kendi işçilerimiz çalışmalıdır. Müreffeh ve memnun olarak çalışmalıdırlar ve bütün bu saydığımız sınıflar aynı zamanda zengin olmalıdır ve hayatın hakiki lezzetini tadabilmelidir ki, çalışmak için kudret ve kuvvet bulabilsin." (17 Şubat 1923) M.K. ATATÜRK
Al-i imran
‌ نَزَّلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَاَنْزَلَ التَّوْرٰيةَ وَالْاِنْج۪يلَۙ O, sana Kitab'ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat'ı ve İncil'i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti.Furkan'ı da indirdi. Şüphesiz, Allah'ın âyetlerini inkar
Fazilet ile rezaleti ayırma gücüne sahip olan ahlaki meziyetlerle donanmak gerektiğini kim inkar edebilir ki?
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Reklam
“Evet, elbette hepimizin hayatları günübirlik. Elbette her şey bir anda yok olabiliyor. Elbette iz bırakmadan yitip gidiyoruz. Bunlar çok bariz şeyler. Kim inkar edebilir ki? Ama tüm bunlardan bahsetmenin kime ne faydası var?"
Sayfa 187Kitabı okudu
338 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.