Rızkı şundan, bundan değil; Allah'tan iste. Sarhoş olmak istiyorsan, Allah yolunda sarhoş olmayı dene; esrardan, şaraptan sarhoşluğu arama.
Yardımı da her zaman O'ndan dile...
Sonunda bütün bunları dünyada bırakıp gideceksin. Kendine gel, derin derin bir düşün. O zaman kimi çağıracaksın; sesine kim cevap verecek? Kimden yardım isteyeceksin? Sen durmadan O'nu çağır, O'ndan iste, kalanı bırak ki, şimdiden manevî cihan mülküne vâris olasın!
Ne yola geldik, ne yolu terk ettik.
İşte şimdi buradayız.
Yol bizi bekler.
Yol, hiç bitmez
Yola devam.
Yolu hiç bırakmadık, özgürlük savaşımız hep sürdü.
Uğruna ölecek bir fikir bulamadım demişti bir şair.
Daha çok şiire ihtiyacımız var, daha çok sevmeye, yolda olmaya…
Hey sen, hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana, çünkü umut asla
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? Kim yıkar, yıpratır sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Her şey sende başlar, sende biter.".
.
.
Üzülmek istiyorsan, dünyada kimse seni mutlu edemez. Ama mutlu olmaya karar verirsen, dünyadaki hiç kimse ve hiçbir şey bu mutluluğu senden alamaz.
KONU:
MÖ 340 civarında, Platon tarafından, hocası Sokrates’i konuşturarak, diyalog şeklinde yazılmış bu kitapta; Platon, ideal bir devlet kurmaya çalışır. İyi, mutlu, doğruluktan yana adil bir devlet kurabilmek için gereken her detayı en ince ayrıntısına kadar sorgulayarak düşünür. Pek çok konuya değinir, toplumda yaşayacak olan grupları
AFFEDEMEDİĞİMİZ İNSANLAR
Doğduğunuz günden bugüne kadar farkında olmadan gün içinde herhangi bir olaya kızar geçersiniz. Yine farkında olmadan bu yarattığınız olayın enerjisi, bir başka olayla daha siz farkına varmadan kendiliğinden nötrlenir: Dengelenir, şifalanır. Bazen başınıza gelen kötü bir olayı kötü olarak algılarsınız. Belki de o olay