onüç
@ylnzlryrd
Soyun!
Asgari on yıllık taze etsin.
Pharmacist
Adana
25 reader point
Joined on November 2021
Sabitlenmiş gönderi
Ne yola geldik, ne yolu terk ettik.
İşte şimdi buradayız.
Yol bizi bekler.
Yol, hiç bitmez
Yola devam.
Yolu hiç bırakmadık, özgürlük savaşımız hep sürdü.
Uğruna ölecek bir fikir bulamadım demişti bir şair.
Daha çok şiire ihtiyacımız var, daha çok sevmeye, yolda olmaya…
Hey sen, hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana, çünkü umut asla
Tıfl-ı nâzenînim unutmam seni
Tıfl-ı nâzenînim unutmam seni
Aylar günler değil geçse de yıllar
Telh-kâm eyledi firâkın beni
Çıkar mı hâtırdan o tatlı diller
Kıyılamaz iken öpmeğe tenin
Şimdi ne hâldedir nâzik bedenin
Andıkça gülşende gonca-dehenin
Yansın âhım ile kül olsun güller
Tagayyürler gelip cism-i semîne
Döküldü mü siyâh ebrû cebîne
Sırma saçlar yayıldı mı zemîne
Dağıldı mı kokladığım sünbüller
Feleğin kînesi yerin buldu mu
Gül yanağın reng-i rûyun soldu mu
Acaba çürüdü toprak oldu mu
Öpüp ohşadığım o pamuk eller
AKİF PAŞA
Reader Follow Recommendations
Çeşm-i imân ile baktıkça vücûd-i ademe
Sahn-i cennet görünür âdeme sahrâ-yı adem
Akif Paşa
onüç tekrar paylaştı.
Bir gözüm ben. Mekanik bir göz. Ben, makina, size ancak benim görebileceğim bir dünyayı açıyorum. Kendimi bugün de, bundan sonra da insana özgü o hareketsizlikten kurtarıyorum. Hiç durmadan hareket ediyorum. Nesnelere yaklaşıp onlardan uzaklaşıyorum. Süzülüp altına giriyorum onların. Koşan bir atın ağzı boyunca koşuyorum. Düşen, yükselen nesnelerle birlikte düşüp kalkıyorum ben de. Karmakarışık hareketler, en karmaşık birleşimler içinde hareketleri sırayla kaydederek dönen benim: Makina.
Zaman ve yer sınırlamalarından kurtulmuşum; evrenin her bir noktasını, bütün noktalarını, nerede olmalarını istiyorsam ona göre düzenliyorum. Benim yolum, dünyanın yepyeni bir biçimde algılanmasına giden yoldur. Böylece sizi bilinmeyen bir dünyayı açıyorum...
-Devrimci Rus film yönetmeni Dziga Vertov'un 1923'te yazdığı yazıdan
onüç tekrar paylaştı.
“+Sen hiç depresyona girmez misin?
-Hayır. Depresyon burjuvalar içindir. Geri kalanlarımız ise sabah erkenden kalkıp yola koyuluruz.”
🎞 Riff-Raff / 1991
İsmet Özel ve Ben
1-Mazot
-sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
2-Kan Kalesi
-artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım
ILBER HOCA'NIN TAVSIYE ETTIGİ
26 YABANCI FILM
1. Potemkin Zorhlısı-Sergey Eisenstein (1925)
2. Aleksandr Nevsky-Sergey Eisenstein (1938)
3. Bir Kuşak- Andrzej Wajda (1955)
4. Wesele-Andrzej Wajda (1957)
5. Küller ve Elmaslar- Andrzej Wajda (1958)
6. Vaatler Ulkesi -Andrzej Wajda (1975)
7. Waterloo-Sergey Bondarçuk (1970)
8. Dünyayı Sarsan On
Sanat ne içindir?
“Bence sanat Allah içindir. Çünkü mesela Mısır’da hiyeroglifleri insanlar yerin altında yapıyordu. Ölünün mezarını süslüyor, kimse görmeyecek, üstelik de saklıyorlar. Bir Firavun gömüldüğü zaman mezarının etrafı resimlerle yazılarla süsleniyor ve sonra kapanıyor ve gizleniyor. Hiç kimse görmeyeceği halde ülkenin en büyük sanatçılarını getiriyorlar ve en büyük sanat eserlerini yerin altına gömüyorlar. Bu adamlar bu eserlerin Firavun tekrar dünyaya geldiği zaman göreceğini düşünerek ya da tanrıların göreceğini düşünerek yapıyorlardı. Bence niye Allah içindir, yaratan içindir diyorum. Çünkü bazen gerçekten yazmış olduğunuz şeyi dünyada bir tek kişinin bile anlayacağından şüphe ettiğiniz durumlar oluyor. Ama anladığından emin olduğunuz biri var. Niye çünkü seni tanıyor. Ne kastettiğini biliyor. Düşünün adada kaldınız. Bir daha dönme umudunuz yok. Sanat eseri vermeyi bir mecburiyet olarak gören adam kimin için yapıyor o sanat eserini. Heykeltıraş düşünün mesela ağaçlardan bir şeyler yontuyor. Bence hala birinin kendini izlemeye devam ettiğini düşünerek yapıyor.”
Rafet Elçi
“Bir edebiyat metninde felsefe yetkinlikle kullanılmışsa o metin benim kanaatimce diğer eserlerden daha yüksek konumdadır”
Rafet Elçi
Ars longa, vita brevis, occasio praeceps, experimentum periculosum, iudicium difficile.
(Sanat uzun, hayat kısa, fırsatlar kaçıcı, deneyler tehlikeli, kararlar zor.)